15 Temmuz 2013 Pazartesi

YASAKLAR – I

Son beş altı yazımda din, insanı sevmek, alkol sorunu ve yasaklar konusu işlemeye çalışıyorum. Özellikle yasaklamaların çözüm olmayacağını, şeriatla yönetilen ülkelerde dahi yapılan çalışmalar ve anketler, yasak ve baskı arttıkça suç olarak görülen unsurların gittikçe arttığını göstermektedir. Hemen şu itirazları duyar gibi oluyorum. “Bu araştırmalar ve çalışmalar Batı, yani Hristiyanlar tarafından yapılmakta olup İslam’ı karalama politikalarının sonucudur. “ Acaba öyle mi? Yoksa dini kullanarak, yönetenlerin halk üzerinde ki egemenliklerini kolaylaştırmak için midir yasaklar. İsterseniz, ülkemizde yönetenlerin yaşam tarzlarına karışmadığı, yasakların daha olmadığı günlere götürmek istiyorum sizleri öncelikle. Ve ne yazık ki gelecek konusunda endişeli olanların uyarılarının göz ardı edilmesi ve güncelliğini koruduğundan dolayı da önemli bulduğum için aşağıdaki röportajla başlayıp devam etmek istiyorum tartışmamıza. Bu röportaj 1995 yazında Suudi Arabistan’da Türk Vatandaşlarının idam edilmesi olayından sonra 25 Ağustos 1995 tarihinde şimdiki Akil Adam Oral Çalışlar tarafından yapılmış olup Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanmıştır. “-Son günlerde Suudi Arabistan’da Türkler dahil birçok insanın kılıçla kesilerek idam edilmesi hakkında bir şey söylemek ister misiniz ? Siz bu havayı hissettiren olaylar gördünüz mü ? -İki olaya şahit oldum. Biri Medine’de diğeri de Medine’nin liman kenti olan Yanbu’da. Birincisinde, bayıltılmış olarak sürüklene sürüklene meydana getirilen kişiler gördüm. Fakat idamı izlemedim.İçim elvermedi. Burada önemli olan, halkın idamları sevinçle ve çığlıklarla adeta bir bayram havasında izlemesiydi. Yanbu’daki olay ise daha ilginçti. Bir otele gitmek üzere taksi görevi yapan bir “pick-up” a bindik. Yolda kalabalık bir insan kitlesinin toplandığını gören soför arabayı durdurarak ‘Araba bozuldu’ diyerek, bizi indirdikten sonra ‘Burada idam cezası var, sizde izleyin’ dedi. Bu infazı izleyebilmek için müşterisinden vazgeçmişti. İçimiz elvermediği için izlemedik. Başka bir arabayla olay yerinden uzaklaştık. -İdamlara ilişkin neler duydunuz, neler hissettiniz? Bu idamların yapılacağı önceden duyuruluyor mu ? Biliniyor mu ? - Ben Medine’deydim, yani kutsal topraklar sayılan Hicaz bölgesinde. Özellikle bu bölgeye Hıristiyanlar giremiyor. Biz burada inşaatlar yaptık. -Türk şirketleri neler yapıyor orada? -Genellikle inşaat. Ama kişisel olarak da çok Türk dükkanı var. Bu da, bir Arabın dükkanı vekil olarak bir Türk’ü tayin etmesi ile gerçekleşiyor. Pislikten bahsetmek gerekirse benim izlenimlerime göre pislik içlerine işlemiş. Yani, dinlerin Ortadoğu’ya indirilmesinin özellikle Müslümanlıkta namazın, abdestin getirilmesi bu yolla temizliği gerçekleştirebilmektir, bence. -Gündelik hayata ilişkin gözlemleriniz ? Mesela kadınlar nasıl yaşıyor ? -Bir kadın kaldırımdan adımını attığı zaman bütün arabalar durur. Fakat bu kadına saygıdan değildir. Ve özellikle namaz vakitleri erkekler camiye giderken kadınlar bir köşede oturup namazın bitmesini beklerler. Dükkanlar kapanır bu yüzden, alışveriş de yapamazlar. Burada ki kadınların hepsi çarşaflı. Peçeli olanlar da olmayanlar da var. Şurta denen din polisleri var. Bu kişiler namaz vakti dışarıda dolaşanları, kadınlara laf atanları yakalamakla uğraşan sivil örgüt aslında. Bunun yanında ayrıca polisler var. Bunlar ve halk da bu tür olaylara müdahale edebiliyor. -Medine de namaza gittiniz mi? -Evet -Onun dışında dışarıda dolaşamıyor musunuz? -Her işin kolayı bulunduğu için onun da kendi çıkarlarına göre kolaylığını bulmuşlar. Seferi olduğu zaman namaz kılınmaz. Namaz saatlerine rastlarsak arabaya atlayıp şehirde tur atmaya başlıyorlar. Arapların çoğu da aynı yöntemi izliyor. Veyahut, dükkanlarını kapatıp içeride oturuyorlar. Namaz kılıp kılmadığını Allah bilir. Yolda gördükleri zaman polis alıp götürüyor. Suudi Arabistanlı olmadığımız halde sokakta namaz vakti dolaşamıyoruz. Sokaklarda erkek kalmıyor, yalnızca kadınlar ve çocuklar kalıyor. -Diyelim dolaştınız, ne yapıyorlar ? -Camiye götürüyorlar ya da orada namaz kılmaya zorluyorlar. -İdama ilişkin başka duyduğunuz şeyler var mı ? - ‘Şu gün, şu saatte, şurada şu kişi idam edilecek’ denilerek haber veriliyor. Ve o akşamda ki haber bültenlerinde, örneğin ‘Yanbu şehrinde iki kişi şu suçtan idam edilmiştir’ diyerek idamlar halka duyuruluyor. İdamları cuma namazından sonra yaparlar. Bunun dışında pek idam yapılmaz. Taşlama, recm olayı denen kadın taşlama olayları da şöyle gerçekleşir: Mekke’den bir örnek vermek gerekirse, Kabe’nin önü mermer olduğundan buraya küçük taşlar getirilir, kadın toprağa gömülmeyip çarmıha gerilerek taşlar atılır. Ancak bunu, sadece duydum. Suçlular uyuşturularak cellatın karşısına geçiriliyor. Cellatlık, özel korumaları olan, babadan oğula geçen, çok iyi bir ücret alan, asil bir makam olarak yorumlanıyor. İdam sırasında cellatların yüzleri kapanıyor, fakat halk kimin ne olduğunu biliyor. Devam edecek….. 05.07.2013

Hiç yorum yok: