24 Temmuz 2013 Çarşamba

CİNSEL SUÇ VE CEZA - I

Sokağa yalnız çıkan kadın oruç bozuyormuş. Ne mübarek? uçkurmuş bu be. Orucun aç susuz kalmak olmadığını, nefis hakimiyeti olduğunu bilmeyen, beyinleri belden aşağı olan beyinsizler. Hemen telaşa kapılmayalım bizim ülkenin mübarekleri henüz bu seviyeye ulaşmadı. Ama ulaşmak için son hızla gidiyorlar. Geçtiğimiz günlerde BBC Türkçe Servisinin Reuters Ajansı aracılığı ile verdiği bir haber bu. Olay Pakistan’ın aşırı muhafazakar Karak bölgesinde bir camide din adamları ve aşiret liderlerinin yaptığı bir toplantıda alınarak cami hoparlöründen halka duyuruluyor. Ki bu bölge de kadınların çoğu örtünüyor. Neymiş efendim karar erkeklerin Ramazan’da dikkatini dağıtmamak için alınmış. Ama yasağın Ramazan’dan sonra kalkıp kalkmayacağı belirtilmiyor. Sözde bir din adamı “, "Kadınların yanlarında bir erkek akrabası olmadan çarşıya çıkmamasını kararlaştırdık. Edepsizlik saçıyorlar ve Ramazan'da erkeklerin orucunu bozuyorlar. Yalnız alışverişe çıkan kadınları polise teslim edeceğiz" diyor. Hatta polisin bu karara destek vermesini ve esnafın yalnız gelen kadınlara hizmet vermemesini istiyorlar. Polis’te zaten destekliyormuş bu kararı. Son yıllarda bu bölgede binlerce kadının ailenin namusunu kirlettiği gerekçesi ile öldürüldüğü belirtiliyor haberde. Çok özür diliyorum yukarıda “neyse ki ülkemizde bu seviyeye ulaşmadık” demiştim ama rakamlar beni yalancı çıkardı. Son beş yılda çocuk tacizleri % 847, çocuk tecavüzleri % 986 arttı. Türkiye çocuğa cinsel istismarda dünya ikincisi. Sadece çocuk mu ? Tabi ki hayır. 2002-2008 yılları arasında 62 bin kadına kayıtlı tecavüz olayı var. Tecavüze uğrayan kadınların % 54’ü bunu 18 yaşına gelmeden yaşıyor. Mağdurların %40’ hiç şikayetçi olmuyor çünkü korku bunun yanında da suçun cezasız kalacağını biliyorlar. Kadına yönelik şiddet sadece tecavüzle kalmıyor. Adalet bakanlığına göre cinayete kurban giden kadınların sayısı son 7 yılda % 1,400 arttı. 2002 yılında 66 kadın öldürülürken 2009 yılında bu sayı 953’e çıktı. Bu köşede kadına yönelik şiddet, cinsel istismar, tecavüz, çocuk istismarı yine dünya ve ülkemiz olarak istatistiklerle dile getirilmekte, bunun nedenlerinden biri olarak ta dünya akıl sağlığının gittikçe bozulması gösterilmektedir. Tabi ki tek neden olarak bunu görmek bilimsellikten çok uzaklaşmak anlamındadır. Özellikle batıda özgürce giyinen kadınlara karşı işlenen bu suçlarda artma olsa bile kapalı toplumlarda bu suçların gittikçe artması çok daha düşündürücü sanırım. Arap baharından sonra Arap ülkelerinde sokak ortasında “Ya Allah Bismillah” diyerek Hristiyan kadınlarına tecavüz görüntüleri teknoloji sayesinde bize kadar ulaşmaktadır. Ve bu tür suçların gittikçe artması çok daha düşündürücüdür. Dolayısı ile İslam ile bu suçların artmasında bir bağlantı var mı diye düşünmeden edemiyor insan. Hele hele yazımın başında ki gibi haberler ; -çarşaf ve peçe ile kapalı bir kadın dahi oruç bozabiliyorsa- ulaştıkça konuyu irdelememek ülkemizin geleceği açısından da endişelerimizi arttırmaktadır. Özellikle son 11 yıldır gittikçe muhafazakarlaşan yönetimin bu suçlarda ki aşırı artışa karşı verilen cezaların hemen hemen olmaması, çıkarılan kanunlarla (31 Ocak 2013’te yürürlüğe giren ve 04.02.2013 tarihinde “Bilinçli Toplum” başlıkla makaleme de konu olan 6411 sayılı Denetimli Serbestlik Kanunu) nerede ise bu suçlar teşvik edilir hale getirilmiştir. İnceledikçe bakalım nelerle karşılaşacağız ? Irza karşı işlenen suçlar en eski hukuk sistemlerinde bile ağır bir şekilde cezalandırılmıştır. Asur’da sarkıntılık suçu şu şekildedir. “Eğer bir adam, bir adamın karısına elini götürüp (sarkıntılık edip), (ona) genç bir çocuk gibi muamele ederse, onu suçlarlar ve ispat ederlerse bir parmağını kesecekler eğer onu öperse (kadını) alt dudağını baltanın ucuna çekecekler ve keseceklerdir.” Aynı kanunda tecavüz suçu : “Eğer bir adamın karısı, meydandan geçerken, bir başka adam onu yakalar ve “seninle yatayım mı? derse kadın razı olmaz ve kendini korursa (direnirse) , zorla onu yakalar ve onunla yatarsa, ister adamı kadının üzerinde yakalasınlar, ister kadının yattığını şahitlerle ispatlasınlar o adamı öldüreceklerdir, kadın için ise suç yoktur.” Bu kanunlar evli kadınlara yönelik olsa da bekarlar içinde ağır yaptırımlar bulunmaktadır. Keza Hammurabi kanunlarında da tecavüz ölümle cezalandırılmaktadır. Roma Hukukunda cinsel suç olarak değil de şiddet suçu olarak algılansa bile cezası ölümdü. Ortaçağ Avrupasında ırza geçme, adam öldürme vatana ihanet suçu ile aynı görülmüş ve ölüm cezası ile cezalandırılmıştır. Eski Fransız Hukuku ırza geçmede mağdurun yaşını da dikkate alarak ölüme varan farklı cezalar vermiştir. İslam Hukukun’da ise Kuran yorumcuları ve Müslümanlar tecavüz suçu için, zina suçuna uygulanan hadleri (ceza şekli/ muiyyideleri) uygulamanın İslam şeriatı açısından doğru olduğunu söylerler. Çağdaş İslam hukukçularınında belirttiği gibi tecavüz suçu ve cezası ne Kuran’da ne de sünnet’te vardır. İslam tecavüz eylemini zina olarak değerlendirir ve cezalandırır. Günümüzde tecavüz ve zina kavramları farklı şuçları tanımlar, tecavüz eyleminde; bir kişinin/canlının rızası dışında cinsel saldırı sonucu isteği dışında cinsel ilişkide bulunmasıdır, zina ise (İslam şeraitine göre), evli olmayan kişi/kişilerin cinsel ilişkide bulunmasıdır. Sanırım işin püf noktasına geldik. Nedenlerini araştırmaya devam edeceğiz..

Hiç yorum yok: