15 Temmuz 2013 Pazartesi
EĞER
Bugün sizlere bir şiirle seslenerek konumuzu bağlamak istiyorum.
Vahabiliğin fikri olarak ortaya çıkması 1200’lü yılların sonlarına doğru Harran doğumlu İbn-i Teymiyye’dir. Ruh hali şöyle anlatılır.
“Kibirli bir adamdı. Kendini beğenirdi. Herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek ve büyüklerle alay etmek adeti idi.”
1700’lerin başında ise bu kişiden etkilenen Abdulvehhab ise kendisini, İslamın doğuşundan 400 yıl sonra yetişmeyen müctehid zannetmiştir. Müctehid dinin açıkça belirtilmiş ya da belirtilmemiş anlamlarını açıklayan, kitaba geçiren islam alimi demektir. Ki islamın kabul ettiği 4 mezhebin kurucu imamları müctehid idi.
Abdülvehhab’ın kadı olan babası daha o devirlerde oğlunun bozuk fikirleri yaydığını görünce karşı çıkıp peşinden gidilmemesini var kuvveti ile halka duyurmaya çalışıyor.
Ne yazık ki Muhammet bin Suud vasıtası ile siyasi bir cephe kazanan Vahabilik günümüze kadar gelerek bir mezhep hatta yeni bir din kimliğine kavuşturulmuştur.
Bu kişilerin ruh hallerini incelemek tabi ki uzmanlara kalmış bir mesele.
O yüzden insan olmanın erdemleri üzerine yazılmış bence en güzel şiirlerden biri olan Kipling’in EĞER şiiri ile seslenmek istiyorum.
Bu şiir Bülent Ecevit dahil pek çok kişi tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Fakat ben Emre KONGAR’ın çevirisini tercih ediyorum.
Eğer herkes çıldırmış seni suçlarken...
Sen başını dik tutabilirsen,
Eğer herkes senden kuşkulanırken...
Sen kendine güvenebilirsen,
Ama bu kuşkulara da hoşgörülü davranırsan,
Eğer bekleyebilir ve beklemekten bıkmazsan,
Veya hakkında yalan söylenirken...
Sen yalan söylemezsen,
Ya da senden nefret edilirken...
Sen nefret etmezsen,
Ve yine de insanlara tepeden bakmaz...
Ukalalık etmezsen:
Eğer düş kurabilir...
Ve düşlerinin tutsağı olmazsan,
Eğer düşünebilir...
Ve düşünceleri ihtirasın haline getirmezsen;
Eğer hem Zaferi hem de Felaketi göğüsleyebilir
Ve bu iki sahtekâra da eşit davranabilirsen;
Eğer söylediğin gerçeklerin...
Üç kağıtçılar tarafından...
Aptalları tuzağa düşürmek için çarpıtıldığını...
Duymaya dayanabilirsen,
Ya da yaşamını adadığın eserler yıkıldığında...
İşe koyulup yıpranmış araç gereçlerinle,
Onları yeniden yaratabilirsen:
Bütün kazanımlarından bir yığın oluşturabilsen
Ve hepsini bir yazı-turayla riske atabilsen,
Ve kaybettiğinde yeniden baştan başlayabilsen
Ve kayıpların hakkında tek bir söz bile etmesen;
Eğer yüreğini, beynini ve kaslarını...
Bütün yıpranmışlıklarından sonra bile
Yeniden dönüş için zorlayabiliyorsan,
Ve içinde, onlara "Dayan!" diyen...
İradenden başka hiçbir şey kalmamışken...
Dayanabiliyorsan
Eğer erdemlerini koruyarak kalabalıklarla konuşabiliyorsan,
Ya da insanlığını unutmadan krallarla birlikte yürüyebiliyorsan,
Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitebiliyorsa;
Eğer herkes sana güvenebiliyor ama yapamayacağın şeyleri beklemiyorsa,
Eğer sen acımasızca geçen her dakikanın her saniyesini...
Uzun bir maratonda gibi koşabilirsen,
İşte o zaman Dünya ve içindeki her şey senindir,
Ve daha önemlisi-sen artık Adam olmuşsundur oğlum!
Joseph Rudyard Kipling, ( d. 30 Aralık 1865 Bombay, Hindistan – ö.17 Ocak 1936 Londra). İngiliz şair, roman ve hikâye yazarı.
Çeviri : Emre KONGAR
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder