16 Ocak 2013 Çarşamba
AKIL TUTULMASI-GÖRÜNÜM GAZETESİ-16.01.2013
GÜNDEM ve AYDINLARIMIZ-I
“Türk aydını tercüme odasında doğdu. Doğumunun izlerini taşıdı. Hala taşıyor.” (*)
Bu günkü köşemi bir mektuba ayırmak istiyorum. 2009 yılında bir aydınımıza yazılmış isimler saklı kalmak kaydı ve kısa bir özet halinde.
“Özellikle geçtiğimiz hafta ki yazınızda ki anılarınız da beni alıp götürdü bazı anılara. Yazınızdan alıntı yapmak istemiyorum lakin beni alıp götüren konu Sn………….'le olan anılarınız ve kendisine minnet duyduğunuzu belirten cümleleriniz. Ardından 10 yıl önce sizden aldığım mektup ve bu günkü (…. ….. 200. tarihli) yazınız. Hepsi birbirine o kadar bağlı ki bir süredir Türk Aydın kesimi ile kestiğim diyalogu sizinle yine bozmak istediğim ve yıllar önce yazdığım bir yazı hakkında görüş sorduğum bir aydınımızın benimle yaptığı röportaj sırasında söylediği "bunlar bir vatandaşın sinirli halde yazdığı hezeyanlardır, gündemi etkilemez" şeklindeki açıklaması (bu yazım bir ulusal bilim dergisinde yayınlandı sonradan) ve kendisinin yazılarında bu tür hezeyanları sürekli gündeme getirmesi ve sonrada saf değiştirmesine tanık olmuş biri olarak yazacaklarımı bir hezeyan olarak değerlendirmeyeceğiniz inancı ile eğer ki sürç-i lisan edersem şimdiden özür diliyorum.
10.03.1999 tarihli şahsıma verdiğiniz yanıtınızda "Dosyamı elden geçirirken mektubunuzu buldum, bir kez daha okudum... Ülkemizin gündemi öyle hızlı değişiyor ki (bazı temel çözümler aynen kalsa da) aylar önceki bu mektubu belki siz de unuttunuz...) Hayır Sn. ………………. o mektubu unutmam imkansız ki 2-3 ay önce yazdığım mektubu unutmak kesinlikle imkansız şu an bile gün gibi hatırlıyorum dostunuz Sn……….. hakkında yazdığınız övgü dolu bir yazı üzerine size yazmıştım. Lakin bir aydın olarak bana bunu unuttuğumu yazarak dostunuz hakkındaki yorumlarımı "mektubunuzdan söz etmek, ya da gazetede yayınlatmak ne yazık ki mümkün olmamıştı" diyebiliyorsunuz. Çünkü gündemi medya yada daha doğru deyişle başkaları tayin ediyordu. Halk olarak bu eleştiriler bir aydın için önemli değildi çünkü dostunuz o zamanlar önemli bir medya mensubu idi. Boş ver çocukları önemli olan biz aydınların görüşü daha önemli mantığı vardı. Ki hala da geçerli...
Ve ne garip ki …./…/….. tarihli yazınızdan bir kaç cümle ( on yıl önceki ile tıpa tıp aynı gibi geldi bana) "Toplumsal gündem hızla değişiyor" ve altında toplumsal gündemden bahsediyorsunuz (işsizlik, yoksulluk, PKK, ergenekon, kuran kursları, gerici eğitim politikası, türban, taksime cami) ve sıraladığınız toplumsal gündemlerden sadece mayın olayı yeni diğerleri 10 yıl önce de vardı. Evet mayın ın yeni bir gündem olduğunu sizde söylemişsiniz ama diğer maddeler konusunda hala kaybeden biz değil miyiz bu ülke değil mi? Ellilerden beri bu gündem maddeleri ile uğraşmıyor muyuz? 60 küsur yıldır yazarak bir kaplumbağa boyu yol mu ilerledik.
Ve özellikle beni size yazmaya iten nedenlerden en önemlisi de son yazınızın giriş cümlesi "Günümüz Türkiye'sinde akıl sağlığımızı, mantık tutarlılığımızı koruyarak yaşayabilmek çok güç" cümlesi. Acaba akıl sağlığımız yerinde mi hepimizin veya bunun nedenleri konusunda düşündük mü...Kusura bakmayın çok enteresandır …………… tarihinde size bir mail daha attım. O mailde de gerekçelerini belirttim çünkü bu güne kadar medya,aydın kesimi ile olan yazışmalarımda yanıt verenlerden biri siz ve bilim konusunda yoğrulmuş kişilerdi. Ona güvenerek bu akıl sağlığımızın nedenlerinden bahsederek akıl sağlığı konusundaki yaşananlardan örnekler vererek öneminden bahsedip fikirlerinizi almak istedim. Bu yardım talebinde önemli olan bir aydın olarak görüşleriniz idi. Yazarken kesinlikle edebi kısmını düşünmedim çünkü ondan önemlisi bu ülkenin en büyük sorunlarından birini gündeme getirmekti... Ama ne yazık ki geçmişte ki aydın kesim bu konuda daha duyarlı imiş ki siz dahil okuduğum şu an medyada olsun basında olsun etkili aydınların elinden hep o eski aydınlar tutmuş. Ama yine görüyorum ki en azından 10 yıldır o eskilerin ellerinden tutan yeni aydınlarımız hep dış güçlerin belirlediği gündem maddeleri ile zaman geçirmiş.
Evet Sn…………. bu yazılanlar sadece sizle ilgili birkaç anekdot. Ne yazık ki bu konudaki anekdotlar halktan biri tarafından yazıldığında tüm aydınlar eleştiri diye ayağa kalkacaktır çünkü eleştiriye hiçbirinin tahammülü yoktur. Onların gündemini emperyalizm zaten belirlemiştir. Unutmadan bu ülkenin ve dünyanın en büyük sorunlarından biride küresel krizin yanında küresel çevresel krizdir. Bu gündem maddesini atlamışsınız. Çünkü torunlarımıza hatta çocuklarımıza bırakacağımız bir dünya dahi kalmayacak.
Tekrar çok özür diliyorum çözümleri hepimiz teorik olarak bildiğimiz halde pratikte ne yazık ki hala gerçek gündemlerden uzak havanda su dövmekteyiz. Birbirimize destek olacağımıza git gide halkımızdan kopmaktayız. Siyaset derseniz o apayrı bir konu.
Fazla zamanınızı almamak adına kesiyorum.”
(*) Yalçın Küçük-Aydın Üzerine Tezler.2-Tekin Yayınevi-Aralık 1984
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder