26 Nisan 2013 Cuma
HEKİMLİK ve ETİK - I
HEKİMLİK ve ETİK - I
“CBT(Cumhuriyet Bilim Teknik)’te son 3-4 aydır TIP'ta eğitim tartışılıyor ve akademisyen hekimlerimizin bu tartışmasını ilgiyle izliyorum. Klasik, entegre veya aktif eğitim mi?
Çok kaliteli bir eğitimin, özellikle insana yönelik bir meslek için önemine inanmıyor değilim, ama aylardır süren bir tartışmada tartışılan tüm eğitim sistemlerinde sanki bir eksik varmış gibi geliyor bana.
Veya bence önemli olan ama hekimlerimizin bilinçsizce mi göz ardı ettiğini veya onlar için önemsiz bir eksik mi olduğunu düşünürken, CBT 19 Aralık 1998 sayı 613'te Sn. Oğuz Dicle "Aktif öğrenme ile yapılan eğitimin düşünen, sorgulayan, irdeleyen, bilim ahlakına sahip, hastasını sadece biyolojik bir varlık olarak düşünmeyen, toplumun sorunları ile ilgilenen, hastaları ve çevresi ile iyi iletişim kurabilen..hekimler üretmeye adaydır." diyor.
Ardından CBT 23 Ocak 1999 Sayı 618'de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden araştırma görevlisi Sn. Bülent K.Gültekin anladığım kadarı ile tartışılan bu eğitim sistemlerinin eksikliğinden örnekler vererek "Sağlıklı, mutlu, işini seven, usa ve bilime dayalı düşünen bir hekim tipi yaratmadığımız sürece, bu hekimlerin sağlıklı ve mutlu bir toplum yaratmalarını bekleyemeyiz" diyor.
İşte bütün sorun bu! Acaba tüm bu eğitim sistemleri bu tür bir hekimi yetiştirmeye yeter mi? Bence asla. Bence diyorum, (çünkü özellikle son iki aydır babamın rahatsızlığından dolayı bazen gece gündüz olmak üzere hekimlerimizle yoğun bir temas içinde olduğum için, yaşadığım, gördüğüm için) aslında tartışma yıllar öncesine dayanır. Eğitim sistemini tartışan akademisyenlerimiz bilgilerini tazeleselerdi veya geçmiş yılların tartışmalarına baksalardı iyi bir hekim için yegâne koşulun mükemmel bir tıp eğitimi olmadığını anlarlar ve sayfalarca tartışmayı benim eksik dediğim yöne çekerlerdi.
Nasıl iyi hekim olunur?
Yıllar önce yine hekimlerimizle ilgili bir problem dolayısı ile olacak ki dosyaladığım Sn. Tonguç Görker 'in Cumhuriyet'te "Arada Bir" köşesindeki "Nasıl İyi Hekim Olunur" yazısı imdadıma yetişti. Bu yazıda Prof. Uğur Derman anısına düzenlenen "İyi hekimlik" sempozyumuna gönderme yaparak, "İyi hekimin yetişmesi için fakülte eğitimi yeterli değildir" ve (akademisyenlerimizin bilgisini tazelemek açısından aynen alıyorum devamını);
"İyi hekim olmanın birinci koşulu, iyi insan olmaktır. İyi insan olmak için meslek eğitimini bekleyen kişi geç kalmış demektir. İyi insanı yetiştiren, önce aile, sonra sırası ile ilköğretim, ortaöğretim (yazı kaleme alındığında 8 yıllık eğitime geçmemiştik - İV) çevre, ortam, gelenek, kitap ve görgüdür" diyor.
Yine yıllar önce bu tür bir tartışma sırasında Sn. Prof. Coşkun Özdemir 'in "Kardeşim hekimler hangi toplumun ürünü. Bunlar uzaydan gelmedi. Bizim insanımız" sözleri, iyi hekim olmanın iyi eğitim almayla özdeş olmadığının göstergesi değil mi?
8 yıllık temel eğitimi asker zoruyla üçüncü binyıla birkaç yıl kala uygulamaya koyan bir sistem de çağdaş eğitimi almamış fertlerin birden modern eğitime geçmesinin sakıncalarından birinin de insanı yani hastayı bir problemmiş gibi gören hekimler yetiştirdiğine inanıyorum.
Tabii ki bunu iddia ederken tecrübelerimden yararlanıyorum. Çünkü temel eğitiminde klasik ezberci eğitimi almış biri olarak fakültede birden bire modern eğitim denen sisteme geçen bir öğrenci olarak nasıl bocaladığımı ben çok iyi biliyorum. Aileyi bir kenara bırakırsak temel eğitimimizin yetersiz olduğu bir sistemde nasıl iyi insan olunur? (Hekim demiyorum çünkü bu tüm meslekler için geçerli.) Özellikle 1980 sonrası Yeni Dünya Düzeni aldatmacasına kendini kaptırmış bir siyasi sistemde, bencilliğin, çıkar ilişkilerinin erdem sayıldığı bir toplumda nasıl iyi insan olunur?
Buna sağlık sisteminin özelleştirilmesi ile yakinen şahit değil miyiz? En ufak bir sorunda keselim biçelim diyen özel hastane hekimleri de bu toplumun iyi hekimleri değil mi?
Kim, kime göre iyi hekim? Medyanın özelleştirmelere çanak tutması için yaptığı ipe sapa gelmez hastane programlarını göz önüne alınız. Halkın tepkisi ne? Helal olsun medyaya!
Veya yıllar önce Sn. Erdal Atabek 'in de bu konuda uyardığı gibi tıptaki sorunlarla ilgili olarak yürüyen "Beyaz Gömleklilerimizin" amacının topluma, ekonomik olduğu şeklinde yansımasının sorumlusu kim? “ (***)
Örnek vakalara geçmeden önce, yazıma on dört yıl önce kaleme alınmış bir makale ile başlamam, gelinen noktayı daha iyi irdelemek amacıyladır.
Konuya örnek vakalarla devam edeceğim.
(***) İlhan VARDAR, İyi eğitim mi, iyi hekim mi? (Tıp eğitimi veya etik açıdan beyaz gömleklilerin toplumsal anatomisi), Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi, 13 Şubat 1999, Sayı 621
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder