3 Nisan 2013 Çarşamba

HAMİTABAT’TAN TREDAŞ’A

HAMİTABAT’TAN TREDAŞ’A Geçtiğimiz hafta sonu bir televizyon kanalında şu alt yazı dikkatimi çekti. “Eleştiri yapan insanların çoğu aptaldır.” İmza Serdar Turgut. Sanırım bu duayen gazetecimizi tanımayan yoktur. Tabi onu eleştirmek benim haddime değil. Fakat bilimsel aklın eleştirel mantığı ile hareket eden biri olarak ben ne kadar aptalım sorgusunu yapmadan da duramadım. Sonunda da şuna karar verdim ben aptallığa devam edeceğim. Gelelim konumuza. Konumuz Hamitabat Elektrik santrali. Yıllık geliri 2 Milyon dolar, 85 Milyon dolar nakti, 50 Milyon dolar ödenmiş sermayesi, deposunda 30 milyon dolar değerinde mazotu bulunan, 735 dönüm arazi ve çok değerli 100 dönüm tarlası ile birlikte 105 Milyon dolara özelleştirilmesini vekilimiz Sn. Turgut Dibek Meclise taşıyor, Sn.Mehmet S.Kesimoğlu’da basın toplantısı ile halka duyuruyor. İlk özelleştirmelerden biri olan Balıkesir Seka Kağıt fabrikası 51 Milyon dolar değerinde olmasına karşın 1,1 Milyon dolara 13 Mayıs 2003 tarihinde özelleştirildi. Bu özelleştirmenin ilginç bir yanı daha var. Selüloz-İş sendikasının açtığı davalarla özelleştirme iptal ediliyor, Danıştay temyizi reddediyor. Ama firma hala fabrikayı idareye devretmiyor. Yargı kararları uygulanmıyor. Hatta CHP Balıkesir Milletvekili Sn.Namık Havutçu defalarca, son olarak da 27.02.2013 tarihinde CHP İstanbul Milletvekili Sn.Umut Oran Yargı Kararlarını Uygulamayan ÖİB hakkında ne işlem yapıldığı ile ilgili olarak soru önergesi ile Meclis gündemine taşıyor. Hamitabat’la ilgili olarak yine Sn.Kesimoğlu sanal ortamda bir eleştiriye şöyle yanıt veriyor. “Satış aşaması tamamlandı fakat onay aşaması var. Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun onayı gerekiyor satışın tamamlanması için, yani teknik olarak satış şu anda tamamlanmış durumda değil. Ben de bir basın toplantısı düzenledim ve konuyu da Meclis gündemine taşıdım, yapmaya çalıştığım şey ise toplumsal bilinç oluşturarak ihalenin reddedilmesini sağlamak.” Ve yine basın toplantısı duyurusunda son cümle olarak “Sen de buna dur de, toplumda farkındalık yaratmamıza yardımcı ol!!!” diyor. Hangi toplumsal bilinç, ülkenin nerede ise tüm KİT’leri, gelir getiren işletmeleri yok pahasına satılmış, listeyi köşeme taşısam günlerce yazmam gerekecek. Balıkesir SEKA örneğinde ki gibi yargı kararları uygulanmıyor, vatandaş nasıl dur desin buna, farkındalık yaratmanıza nasıl yardımcı olsun, önerileriniz neler? Bunlar tabi ki yok. Fazla yoruma gerek yok sanırım. Zaten duyarlı basın, duyarlı vatandaş halkın farkına varması görevini yerine getirmektedir. Vatandaş sonuç odaklı çözümler beklemektedir. Vatandaş geçim derdinde. Fark etse ne yazar. Cebinden çıkacak bir kuruşun hesabında. Peki şimdi soruyorum özelleştirmelerden sonra vatandaşın cebine göz diken, kanunlarda ki açıklarla sinekten yağ çıkarmaya çalışan şirketlerle ilgili olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz? Geçtiğimiz hafta Görünüm’de de çıkan bir habere göre tüm ülkede ki Tüketici Hakem Heyetlerine en çok şikayet Bankalar ve Elektrik Dağıtım şirketlerinden gelmektedir. Ve geçtiğimiz yıl Tredaş’ta özelleştirildi. Özelleştirilmeden önce 2 fatura dönemi geçmeden elektrik kesme uygulanmıyordu. Yeni firma işe başlar başlamaz bunu bir fatura dönemine indirdi. Tamam borç borçtur. Yine de çalışan, emekli, ücretli maaşını aldığı tarihe göre kendini ayarlayıp elektriğinin kesilmemesi için çaba sarf ediyordu. Ve uygulama değişikliklerinde vatandaşa hiçbir duyuru yapmadan kapınızda elektrik kesim elemanlarını görebiliyordunuz. Genelde fatura ödeme son tarihleri ayın son günlerine özellikle(mi) getiriliyor. Geçelim. Vatandaş ayın 1 inde 10’unda 15’inde de maaşını alsa birkaç günlük gecikme faizi ile borcunu ödemeye çalışıyor. Yeni uygulama. Fatura son ödeme tarihi 29 Mart 2013. Vatandaş maaşını 10’unda alıyor. 10’unda ödeyecek. Fakat 30 Mart 2013 (Cumartesi) tarihinde bir ihbarname beş iş günü içinde elektriğiniz kesilecektir. Maaşını ayın 5’inden sonra alacak olanlar hem açma-kapama bedeli ödeyecek hem de 20. yüzyılda belki günlerce karanlıkta kalacak. Faturalarda bu konuda bir açıklama yok.”Son ödeme tarihlerine kadar faturalarını ödemeyen abonelerin elektriği EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği Hükümlerince Kesilir” yazıyor. 2002 yılından bu yana 10 kez üzerinde değiştirilen Yönetmeliğe bakıyorsunuz açıklama yok. Ülkemizde ki diğer bazı Enerji dağıtım firmalarının faturalarında belli süreler verilmiş. İnsanın aklına şu geliyor. Zaten gecikmiş faturalardan faiz geliri alan idare, bununla yetinmeyip 20 liraya yakın olan açma – kapama bedellerine mi göz dikti? Sadece tüm ülkede 2010 yılında 7,8 milyon elektrik abonesinden dağıtım şirketleri 101 milyon liranın üzerinde açma-kapama geliri elde etmiş. Sn. Vekillerimiz; Bu haksız bir kazanç değil midir? Nerede ise fatura kesilir kesilmez ödeme yapma durumuna gelinmeye başlanmıştır. İdare bunu yaparken vatandaşı sıkıştırarak ödeyemez hale getirirken hangi etik kurallar geçerlidir? Ülkemizin her bölgesinde bu uygulanabiliyor mu? Niye bazı bölgeler cezalandırılıyor? Bu uygulamanın yaza girerken enerjiye en çok ihtiyaç duyulacağı dönemlerde başlatılması art niyet midir? Tüm ülkede şikayet konusu olan açma-kapama bedelleri konusunda çözüme gidilemediği, yeterli çaba harcanmadığı için dağıtım firmalarının vatandaşı daha da sıkıştırması konusunda danışmanlarınızın, örgütünüzün, sizlerin bu konudaki çalışmalarınız var mı ve önerileriniz nelerdir?

Hiç yorum yok: