10 Mayıs 2013 Cuma

FİLOZOF VE KRAL - I -

Filozoflar kral ya da kral ya da önder denilenler gerçekten filozof olmadıkça, böylece aynı insanda devlet gücüyle akıl gücü birleşmedikçe, kesin bir kanunla herkese yalnız kendi yapacağı iş verilmedikçe, devletlerin başı dertten kurtulmaz ve insanoğlu da bunu yapamadıkça tasarlanan devlet mümkün olduğu ölçüde bile doğru olamaz (Platon - Devlet 473). Platon’un binlerce yıl önce söylediklerini, modern çağa ve demokrasilere uyarladığımızda, “aynı insanda (siyasetçide) devlet gücü ile akıl gücü birleşmedikçe” insanlığın başı dertten kurtulamaz. Günümüzde çok ender rastlanan bu tür filozof, bilim insanı ve siyasetçilerden birini sizlere tanıtmak istiyorum. Fizyolog Rita-Levi Montalcini (22 Nisan 1909 - 30 Aralık 2012) programlı hücre ölümünü ve sinir hücrelerindeki etken faktör proteinlerini 1940 lı yıllarda keşfeden ve bu keşiflerinin anlam ve önemi 40 yıl sonra fark edilerek 1986 da Nobel Ödülü ile ödüllendirilen İtalyan bilim kadını, fizyolog Rita-Levi Montalcini 102 yaşında İtalya parlamentosunda Senatör’dü. Kendisi ile 98 yaşında iken yapılan bir söyleşiyi paylaşmak istiyorum. -100 yaşınızı nasıl kutlayacaksınız? - Ah, bu yaşa kadar yaşayıp yaşamayacağımı bilmiyorum, ayrıca kutlamalar da hoşuma gitmiyor. Beni ilgilendiren ve hoşuma giden şeyler, her gün yaptığım şeylerdir. - Neler yapıyorsunuz? - Afrikalı kızların, okuyup ülkelerinin gelişmesinde rol almaları için burs temin etmeye çalışıyorum. Araştırmalarıma ve düşünmeye devam ediyorum. -Emekliye ayırmadınız mı kendinizi? - Asla! Emeklilik beyni harap eder. Bunu yapan bir çok kişi dünyayı terk ettiler, bu beyni öldürür, hasta eder. - Beyniniz nasıl çalışıyor? - Tam 20 yaşımdaki gibi. Arzu ve yeteneklerimde hiçbir fark görmüyorum. Yarın tıbbi bir kongreye katılacağım. - Ama genetik bir sınırı da yok mu bunun? - Hayır. Beynim henüz yaşlanmadı. Kaçınılmaz olarak vücudumda kırışıklıklar var, ama beynimde değil. - Peki nasıl oluyor bu? - Nöronlarla ilgili önemli bir esneklikten yararlanıyoruz: Nöronlar ölmüş olsalar bile, kalanlar görevlerini sürdürebilmek için yeniden organize olurlar, ancak yine de onları uyarmak gerekir. - Bunun nasıl olacağını söyler misiniz? -Arzu etmeye devam ediniz, beyninizi faal tutunuz, onu çalıştırınız, bu suretle asla bozulmaz. - Ben uzun yaşar mıyım? - Yaşadığınız yıllardan daha iyi yaşayacaksınız, ve işin ilginç tarafı da bu. Bunun sırrı da meraklı, istekli ve de sevgi ile dolu olmaktır. - Yaptığınız şey bilimsel bir araştırma… - Evet, ve de coşkulu olmayı sürdürüyorum. - Siz, sinir sistemi hücrelerinin nasıl geliştiklerini ve bu hücrelerin nasıl yenilendiklerini keşfettiniz. - Evet, 1942 de. Ben bunu: ‘‘nerve growth factor NGF’’ (yani sinir gelişim etkenleri), ve hemen hemen elli yıl kadar, yani keşfimin geçerliliği kabul edilene kadar toplum dışında bırakıldım. Ta ki 1986 yılında Nobel ödülünü alana kadar. - 1920 li yıllarda genç bir İtalyan kızı olarak nasıl oldu da bir nöroloji bilgini olmayı başardınız? - Çocukluğumdan beri kendimi okumaya verdim. Babam, hep iyi bir evlilik yapmamı, iyi bir eş ve iyi bir anne olmamı istiyordu, ama ben onu dinlemedim , okumak istediğimi söyledim… - Babanız buna çok kızdı mı? - Evet, çünkü kendimi mutlu bir çocuk olarak hissetmiyordum. Kendimi tıpkı küçük yaramaz bir ördek, budala ve bir işe yaramaz olarak kabul ettiğini sanıyordum. Benden büyüklerin hepsi de parlaktılar ve ben aşağılık kompleksine kapılıyordum. Devam edecek söyleşi….

Hiç yorum yok: