27 Şubat 2013 Çarşamba

AKIL TUTULMASI-GÖRÜNÜM GAZETESİ-27.02.2013

SÜT KARDEŞLİĞİ Mİ ? GEN KARDEŞLİĞİ Mİ? Geçtiğimiz akşam, bültenlerde ki bir haberin, önümüzde ki günlerde gündeme oturacağı ve basında uzun süre tartışılacağını düşünüyorum. Haber de;”8 Mart Dünya Kadınlar Gün”’ünde Sağlık Bakanlığının planlaması dahilinde ülkemizin ilk “anne sütü bankası” İzmir’de açılacak. İlk planda prematüre bebekler süt bankasından yararlanacak” deniyordu. Tabi hemen ilahiyatçılar bu uygulamaya karşı çıkıyor. Çünkü dinimize göre süt kardeşlerin evlenmesi haram. Bankadan alınacak bu sütlerin ileride bilmeden süt kardeş evliliklerini gündeme getirebileceğini öne sürüyorlar. Bakanlık ise bu konuda sıkı bir kayıt sistemi ile bunun önüne geçebileceklerini açıklıyor. Burada ilahiyatçıların tartışması beni ilgilendirmiyor. İlgilenmemiz gereken süt kardeşliğimi?, kan kardeşliğimi.? Yıllar önce basında bir köşe yazısı okumuştum. Bir İlahiyatçımıza sorulan soru; “Bir gencimiz amcasının kızına gönül vermiş. Nişanlanmışlar.Evliliğe az bir zaman kala aile bireylerinden biri, gencimizin amcası ile süt kardeş olduğunu, dolayısı ile amcasının kızı ile evlenemeyeceğini söylemiş. Bu durumdan çok etkilenen gencimiz intihara teşebbüs etmiş.” Ve İlahiyatçımızdan yol göstermesi isteniyor. İlahiyatçımızın yanıtı kısaca şu. “Süt kardeşiyle evlenemeyeceği gibi süt kardeşin çocuğuyla da evlenemez. Dindeki hüküm budur. Bu gencin üzülmesine gerek yok. Belki de böylesi kendisi hakkında daha hayırlıdır. “ Bu makaleyi okuduktan sonra sütün tıbbı olarak ne gibi etkileri olabileceğini araştırmıştım. Hiçbir sonuca ulaşamadım. Fakat kan bağı yani akraba evliliklerinin olumsuz etkileri artık tüm dünyada bilinmektedir. Akraba evliliği genetik hastalıkların yaygınlığını arttıran önemli etkenlerdendir. Dünya’daki evliliklerin %20’sinden fazlası akraba evliliğidir. Ve toplumdan topluma değişmektedir. İslam dünyasında kuzen evlilikleri kabul görürken, Hristiyan aleminde ise birinci derece kuzen evlilikleri kabul edilmemekte ve Katolik kilisesinin özel iznine tabi tutulmaktadır. İslam alemindeki süt kardeş evliliğinin yasaklanması, hristiyan aleminde ki vaftiz baba ve onun vaftiz çocuğunun da evliliklerinin yasaklanmış olması bu yasakların biyolojik temellere dayanmadığını göstermektedir. Ve ciddi bir tıbbi sorun olup tartışılması gerekmektedir. Genetik hatadan kaynaklanan yaklaşık 20 bin hastalık olduğu düşünülmektedir. Yapılan araştırmalarda ülkemizde evliliklerin üçte biri’nin (%29) birbiri ile akraba olduğu görülmüştür. Akraba ile evli olanların % 80’i de kardeş çocuklarıdır. Bölgeler arası dağılımda en düşük oran %20 ile Batı Anadolu’da, en yüksek oran %37 ile Doğu Anadolu’dadır. Tabi kesin kayıtlar olmadığı için yapılan kısıtlı araştırmalar sonucu elde edilen yaklaşık veriler bunlar. Bu verilerle akraba evlilikleri sıralamasında Dünya 4.sü olmamız hiçte anormal değil sanırım. Şu da unutulmamalıdır, kan bağı olmayan evliliklerde aynı tür hatalı geni taşıyan taşıyıcı eşlerin çocuklarında da bu tür rahatsızlıklar görülmektedir. Kan bağı bile bile lades demekten başka bir şey değildir. Bu konuda MHP Eskişehir Milletvekili Sn.Ruhsar Demirel’in 28 Kasım 2012 tarihinde ‘Ülkemizdeki Akraba Evliliklerine Neden Olan Sosyolojik Etkenlerin İncelenebilmesi, Boşanmalara Bağlı Sosyal, Psikolojik ve Ekonomik Etkilerin En Aza İndirilebilmesi, Toplumsal Farkındalığın Arttırılabilmesi’’ için gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla” Meclis Araştırma Komisyonu kurulması ile ilgili teklife verilecek yanıtı önümüzdeki süreçte hep birlikte göreceğiz. Tarihsel süreçte süt anneliğinin çok eskilere dayandığı bilinmektedir. Hatta MÖ 2250 yılında ki Hammurabi yazıtlarında, süt anneden bebeğe fiziksel, duygusal ve zihinsel özellikler geçebileceği, bu yüzden süt anne seçiminde titiz davranılması gerektiği belirtilmiştir. Genetikle devam edeceğiz.

Hiç yorum yok: