6 Şubat 2013 Çarşamba

AKIL TUTULMASI-GÖRÜNÜM GAZETESİ-06.02.2013

BİR AÇIKLAMA Ülkemizde görevini kötüye kullananların ödüllendirildiği, görevini yapanların cezalandırıldığı bir sistemde siyasilerinde bu durumlara kulak tıkadıklarını, olaylarla ya hiç ilgilenmediklerini, yada ilgilenseler dahi yeterli desteği vermediklerini örneklerle bu güne kadar ki yazılarımda dile getirmeye çalıştım. 01.02.2013 tarihli “Abesle İştigal” başlıklı makalemde de bir basın toplantısından yola çıkarak Lüleburgaz Devlet Hastanesindeki yolsuzluk dosyasını örnek olarak verdim. Ve basın toplantısında ki açıklamaların yetersizliği, eksikliği üzerine birçok vakada olduğu gibi ya olay/haksızlık yaşanıp bittikten sonra dilendirildiğini, zamanında müdahele etme gereğinin önemini belirtmek içinde; yakın tarihli uygulamalar hakkında sessiz kalınmasının yanlışlığını dile getirmek adına, değiştirilen Sağlık Uygulamaları Tebliğinde ki değişiklik ile yeni yürürlüğe giren Denetimli Serbestlik Kanunu örnek gösterdim. Bu yazılarım üzerine olaya tanık olan Sn.Dr. Orhan Demirel’den yeni yeni sorularda içeren bir açıklama mektubu aldım. Mektubun en can alıcı kısmı yukarıdaki satırlarda belirttiğim ve düşüncelerimi teyid eden, siyasilerin ve ilgili makamların zamanında olaylara müdahele ve destek vermemelerini içeren satırlarıydı. Sn.Demirel mektubunda “Cumhurbaşkanımıza mektup yazdım.Yetinmedim,Sayın Başbakanımıza 1-2 kez mektup yazdım!BİMER hattına 7-10 defa mail attım!Başbakanın özel kalem müdür yardımcılarından bir beyefendi-(kendisine ait özel cep telefonundan)- ile yaklaşık 1 saat görüştüm.22 Nisan 2012 tarihinde ve 9 Ağustos 2012 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri ile ve 21.10.2012tarihinde Hükümet içindeki aktif bir Bakanla birebir görüştüm!Bunları yazılı ve görsel olarak kanıtlayabilirim...” demektedir. Umarım Sn.Demirel’in yine mektubunda bahsettiği “Yakın bir tarihte,Lüleburgaz'daki kamu kuruluşundaki yeni bir dosyayı açacağım ;İNŞAALLAH.İddialar çok ciddi ve İç İşleri Bakanlığı'da konuya dahil olacak idrakindeyim.” cümlelerindeki yeni dosya ile ilgili olarak siyasiler, ilgili makamlar ve basın zamanında gerekli desteği verirlerde bizleri düşüncelerimizden dolayı mahçup ederler.! Sözü; görevini yaptığı için cezalandırılan ve hala sonuçlandırılmayan, yeni yeni soruların sorulduğu Sn. Dr. Orhan Demirel’e bırakıyorum. “Sayın VARDAR, İLGİ:Görünüm Lüleburgaz Gazetesinde yer alan ''Abesle İştigal'' yazınız. 1)- 18.06.2008 Tıbbi atık niteliğindeki diyaliz bidonlarının para karşılığı satıldığına tanık olan Başhekim yardımcısı ve Diyaliz Hekimi Dr.Orhan DEMİREL,durumu Başhekimliğe iletmiştir.Akabinde 94 olan sicil notu 65 ve 59'a düşürülmüştür. 2)-Dr.Orhan DEMİREL,meselenin örtülmesine razı gelmeyerek bu kez de 19.09.2009 gün ve 2009/15428 sayılı Resmi Gazete'deki yönetmeliğin 14.maddesinin ''...ihbar yükümlülüğünü yerine getiren devlet memurlarına ihbarlarından dolayı bir ceza verilemez,doğrudan veya dolaylı olarak hizmet koşulları kısmen de olsa ağırlaştırılamaz ve değiştirilemez''... yayımı üzerine,21.09.2009 tarihinde ''Aras Kargo'' ile Kırklareli Valiliği'' makamına bu ihbarı yenilemiştir. 3)-Bu süreci takiben Dr.Orhan DEMİREL ''UYUMSUZ DAVRANIŞLARI'' gerekçe gösterilerek Sağlık Bakanlığı tarafından Başhekim Yardımcılığı görevinden alınmıştır.Edirne İdare Mahkemesi tarafından aleyhe sonuçlanan dava yargılamayı hızlandırma iddiası ile üst üste açılan yargı 4 paketine ve Danıştay'da 3.yılına girmesine rağmen neticelenememiştir. 4)-Valilik Makamının işlem tesis etmemesi üzerine;Bunu takiben satılan bidonlara ilişkin tutulan defter kayıtları ile birlikte Ocak 2010 tarihinde Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştur.Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilerek,sonunda Lüleburgaz 2.Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliği huzurunda 2011/194 Esas sayılı dosya ile kamu davası açılması sağlanmıştır.Sağlık Bakanlığı'nın 18.06.2010 tarihinde Diyaliz yönetmeliğinin 30.maddesi ile ''...diyaliz solüsyon bidonları ve kuru bikarbonat kartuşları tıbbi atık kapsamında değerlendirilemz''... değişikliğini,ilginç bir tesadüf olduğunu düşünmemek mümkün değildir. 5)-Hastaneye ait diyaliz bidonları tıbbi atık kapsamından çıksa bile ,bidonların satışı ve bundan elde edilen gelirin hiçbir resmi kayda girmeksizin paylaşılması hukuka aykırılık yaratacağı değerlendirildiğinden Lüleburgaz 2.Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliği 2011/194 E.Sayılı dosyasında verilen beraat kararı temyiz edilmiştir.Zira bidon satışınının olduğu toplanan delillerle sabittir.DAHA NEZİH BİR ANLATIMLA,ORTADA KESİNLEŞMİŞ YARGI KARARI YOKTUR! 6)-Kullanılmış Diyaliz solüsyon bidonlarının takrar kullanımında halk sağlığını tehdit eden unsur yok mudur?Eskiden diyaliz bidonlarını sakıncalı kılan unsur ne idi?Şimdi o sakınca ne şekilde ortadan kalktı?Bu soruların da yanıtını ayrıca sormak gerek! 7)-Sağlık Bakanlığı müfettişleri tahkikak yapmış!Lüleburgaz ve Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılıkları tahkikak yapmış ve suç isnat edilen eski hastane müdürü hakkında birşey bulamamışlar!!!Şüphelinin gelirine göre malvarlığının son derece uyumlu olduğu tespit edilmiş! 8)-Emekli hastane müdürünün eşinin üzerinde bir bankadaki mevduat hesabında (-9.03.2012 tarihinde)-;3.925.865,81tl bulunduğu öğrenilmiş ve 14.03.2012 tarihinde Lüleburgaz Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuş ve 2012/883 sor.dosya no ile tahkibat başlatılmıştır.Ancak 2012/883 sor.No.ile dosya ile açılan soruşturma,22.06.2012 gün ve 2012/118 sayılı ''yetkisizlik'' ile dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir.Oysa ki,suçun işlendiği yer mahkemesi Lüleburgaz'dır... 9)-Öncesinde ulusal ve yerel medyada yer alan,TBMM'nde 2013 bütçe konuşmasında dile getirilen,son olarak;Kırklareli milletvekili Sayın Mehmet Siyam KESİMOĞLU tarafından 28.01.2013 tarihinde TBMM'nde yapılan basın toplantısında açıkladığı,3.925.865,81 tl.kaynağı açıklanamayan para,ilk kez Sağlık Bakanlığı müfettişleri tarafından 19.07.2010 tarihinde tespit edilmiştir.Sağlık Bakanlığı,9.3.2012 tarihinde ''muameleden kaldırmıştır''. 10)-İsnat edilen suçun kanıtlanamamış olması,atılı suçun iftira olduğu sonucunu doğurmaz.Nitekim 9.3.2012 tarihinde bu paradan haberdar olunması üzerine 14.03.2012 tarihinde Lüleburgaz Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştur.Kaynağı açıklanamayan paranın varlığı,''somut delille'' sabittir.Eylemin Suçun unsurları açısından değerlendirilmesi,savcılığın ve mahkemenin takdirinde olmakla birlikte,hiç kimse 3.925.865,81 tl.bulunmadı diyemez!Bir devlet memuru emeklisinin hesabında bu kadar yüklü hareketler olmasının şüphe yaratmaması yönündeki değerlendirme KAMU VİCDANINDA ŞÜPHE YARATIR niteliktedir. Selam,sevgi,hürmet ve muhabbetlerimi sunarım. Dr.Orhan DEMİREL”

Hiç yorum yok: