1 Mart 2013 Cuma

SEN,BEN,GEN

“SEN, BEN, GEN” Gen, bir kalıtım birimi. Bir kromozomun belirli bir kısmını oluşturan nükleotid dizisidir. Yukarıda ki satırlar hepimize bir anlam ifade etmiyor olabilir. Ancak bu bilimle uğraşan insanlar için bir anlam ifade eder. Gen; "ebeveynlerinden çocuklarına geçen belirli bir karakteristiği taşıyan biyolojik birim" ‘dir dersek sanırım tümümüz için bir anlam ifade edecektir. İşte bu farkı sağlayan popüler bilim’dir ve ne yazık ki ülkemizde hemen hemen yok gibidir. Popüler bilim, bilim insanlarının bilimle uğraşmayan halkın anlayamayacağı dünyalarını halkın anlayabileceği ve yararlanabileceği bir duruma getirip halka sunar. Çok ağır ve karmaşık bilim dili, halkın diline yakın bir duruma indirgenir. Böylece bilimle uğraşmayan ama bilimin ürettiği teknik ve teknolojiyi kullanan halk ile bilim dünyasının arasında ki iletişim sağlanmış olur. Popüler bilim ürünleri genellikle çok geniş alanda, çok çeşitli bilim dallarıyla ilgilenir. Üretenler, ortaya koyanlar; bilim insanları da olabileceği gibi genelde bilime yakın, konusunda bilgili kişilerdir. Bu konuda ki boşluğu 1967’den beri Tübitak doldurmaya çalışsa da son dönemlerde o eski yayınlanan kitaplarını açıkçası görmek mümkün değil. Yazımın başlığını da Tübitak Popüler Bilim Kitaplarından 2006 yılında yayınlanan ama yeni baskıları yapılmayan Dr.Fran Balkwill/Mic Rolph’ün yazdıkları kitaptan aldım. * * * Neden size tıpa tıp benzeyen biri yok ? Hem annenize hem babanıza benziyorsunuz ama onlardan farklısınız. Annemizin ve babamızın yarısı bizi bir bütün yapar. Fiziksel özelliklerimizi belirleyen genleri taşıyan kromozomların yarısı anneden, yarısı ise babadan gelir. İşte bizi biz yapan genetik biliminin temelleri 19.yüzyılda atılmıştır. Çok kısa bir sürede de büyük gelişmeler sağlanmıştır. 1990-2003 yılları arasında “İnsan Genom Projesi” ile insanın genetik kodları ortaya çıkarılmıştır. Ama bilim insanlarını bekleyen dev bulmaca ise bu dizilimin ne anlama geldiği ve genetik kodun nasıl işlediği idi. Çalışmalar büyük bir hızla devam etmektedir. Canlının genetik bilgisinde meydana gelen ve kuşaktan kuşağa aktarılan kalıtsal değişmelere mutasyon denir. Bir gen mutasyona uğradıktan sonra kararlı hale gelir ve tekrar eski haline dönmek için herhangi bir eğilim göstermez. Mutasyonun gözlenebilen bir etki olmadan ortaya çıkması çok az gözlenen bir olgudur. Daha çok çevreden gelen kimyasal ya da fiziksel etkiler nedeniyle olur. Bir dış etkinin mutasyona yol açabilmesi için hücre içine girip etkinliğini gösterebilmesi gerekir. Örneğin Güneş’in morötesi ışınları, girim gücü düşük olduğu için yalnızca deri hücrelerinde bedensel mutasyona yol açabilirken, girim gücü yüksek olan X ışınları ya da atom bombası ışımaları, tohumsal mutasyona yani nesilden nesile aktarılabilen mutasyona yol açabilen çok güçlü etkenlerdir. Mutasyonun diğer bir sonucu da hücre bölünmesindeki kontrol mekanizmasını ortadan kaldırabilmesidir. Bunun bilinen en tehlikeli sonucu ise hücrenin kontrolsüz bölünmesi yani kanserdir. Bu tür mutasyonların bir çok örneği yakın zamanda Çernobil patlaması sonucunda çevredeki bir çok canlı türünde gözlenmiştir. Günümüzde bile bu patlama sonrası etrafa saçılan radyoaktif maddelerin neden olduğu bedensel mutasyonların görünür sonuçları vardır. Halen Rusya ve Karadeniz Bölgesi’ndeki kanser oranları çok yüksektir. Ve Ergene kirliliğinin yarattığı mutasyonlar… GDO’LU ürünlerin mutasyonları……. Genetik bilimi ilerlerde siyasilerde oluşan görme mutasyonlarını tedavi edebilir mi bilemiyorum.

Hiç yorum yok: