24 Aralık 2014 Çarşamba

OKUL KİTAPLARI ÇOCUKLARIMIZIN AKIL SAĞLIĞI İLE OYNUYOR

“Öğretmenlerim aklımın yavaş çalıştığını, asosyal olduğumu ve ölene kadar aptal rüyalarımın peşinde sersemce savrulacağımı söylüyorlardı.” Albert Einstein Tehlikenin farkında mısınız.? Burada okul öncesi dini eğitim verilmesi, Osmanlıcanın ders olarak okutulması tehlikelerinden bahsetmiyorum. Tehlikenin boyutuna siz karar verin, geleceğimiz olan çocuklarımızın ders kitapları aracılığı ile akıl sağlığı ile oynanmasından bahsediyorum. Çocuğunuzu ilkokula yolladınız. Harfler, rakamlar, sembollerle yoğun olarak çalışmaya başladı. Fakat o da ne. Çocuğunuz çok zeki olmasına karşılık bir türlü okumayı sökemiyor, ifadeleri çok düzgün, çok akıllı ama yazısını okumak imkansız, çok yaratıcı ama okuması çok yavaş, harfleri karıştırıyor, ya da çok güzel okuyor yazıyor fakat matematikte en basit problemleri dahi çözemiyor. Birde kısa, uzun çalışan bellek sorunları, dikkatsizlik, duygusal ve sosyal sorunlar da eklenince sorunlar daha da ciddi bir durum kazanır. Özel Öğrenme Güçlüğü denen bu durum toplumumuzda %10-15 sıklıkla görülebilen nörolojik kökenli, gelişimsel bir bozukluktur. Özel Öğrenme Güçlüğü okuma alanında “disleksi”, yazma alanında “disgrafi”, matematik becerilerinde “diskalkuli” ve sözel olmayan alanda “dispraksi” olarak çeşitlendirilir. Çocuk bu semptomlardan sadece birini gösterebilirken, tüm kombinasyonlar halinde de görülebilir. Bu durumda çocuğa hemen “tembel” “isteksiz” damgası vurulabilir. Kesin bulguları olmadığı için aile ve öğretmen anlamakta güçlük çekebilir. Tanı deneyimli bir hekim (tercihen Çocuk Ergen Psikiyatristi) tarafından muayene edilerek konur. Neden oluştuğu konusunda kesin neden ya da nedenleri bilinmese de çeşitli nedenleri var, fakat hemen hemen tüm beyin rahatsızlıklarında olduğu gibi genetik kökenli olduğu düşünülmektedir. Tüm bu belirtilere ek olarak yaşanan akademik zorluklara paralel olarak gerçek potansiyellerini gösteremediklerinin farkında olan çocukların, tekrarlanan başarısızlık sonucu motivasyonları düşer, öz güvenleri incinir, aile, okul, sosyal ilişkileri hasar görür, sıklıkla duygusal sorunlar ve davranış bozuklukları gözlemlenir. Ergen ve yetişkin ÖÖG vakalarında “ben kendimi ifade edemiyorum”, “ben kendimi gösteremiyorum”, “ben farklıyım/tuhafım” cümleleri hâkim negatif düşünceler oluşur. Hemen şu soruyu sorabilirsiniz? Madem beyinsel bir rahatsızlık okul kitapları ile ne ilgisi var? Bu köşenin okurları yazılarımda doğru bilgiyi vermek adına uzmanların görüşlerine sürekli başvurduğumu bilirler. Bu konuda da yine uzmanına başvurmakta yarar var. 15.12.2014 günü Okul Öncesi Eğitim uzmanı Serpil Yakan Ulusal Kanal’da Çetin Ünsalana’a konuk oldu ve birinci sınıfa başlayan çocuğun 3 ayda nasıl Özel Öğrenme Güçlüğü çekme durumuna geldiğini anlattı. (İlgili veliler için bu linki ekte veriyorum.) Ayrıca bu konuda okul kitaplarını dava ederek Hukuk Mücadelesi veren Eğitimci-Yazar Mahiye Morgül Hanım “Beynin çalışma sistemini, enerji akışını keserek darmadağın ediyorlar. “ritim-akış” kesintiye uğrarsa zihinsel faaliyet durur. Uyumsuz/asimetrik şekillere bakmak enerji akışını keser, akıl tutulması hali doğar” diyor. Ve Mahiye Hanım’ın İngilizce 5.sınıf kitabının incelemesinden köşemin izin verdiği ölçüde örnek vermek istiyorum. “Bu başlıkla kitabın kapak fotoğrafı arasında bağlantısızlık vardır, resimdeki çocuklar birlikte İngilizce konuşmak bir yana, ortak bir etkinlik içinde bile değildirler. Bu açıdan söz ile eylem arasında ters bir durum vardır, disleksi hatası içermektedir. Yazı stili olarak eğitim amaçlı olmayan harf şekli kullanılmış; çarpık çurpuk, dışı beyaz çevreli ve birbirine bitişmiş harfler, okunaksızlık veriyor. Bu yazım yanlış örnektir, disgrafi hatası vardır. Kitabın bütün sayfalarında inanılmaz derecede disgrafi hatası var; farklı puntolarla yazılar, farklı düzlemde satırlar, farklı görünürlük derecesinde (karanlıkta) yazılar, vb. “WE SPEAK ENGLISH I” yazısında, büyük harf I ile sondaki I (bir!) birbirine karışacak şekilde aynı renkte ve aynı grafikle verilmiştir. Sondaki eğer 1 rakamı ise neden I harfiyle aynıdır, izah edilebilir değildir. Öğrencinin ders kitabında yazı ile rakamı bu şekilde birbirine karıştırmak hem disgrafi (sembolleri anlayamama), hem de diskalkuli (matematiği anlayamama) sorunu yaratır. Bu tür belirsizlikler normal çocuklarda ve üstün zekâlı çocuklarda aynı derecede algıda azlığa ve zihinsel durgunluğa sebebiyet verir. Yine kapakta bir diğer diskalkuli hatası: Kapaktaki Grade 5 (Seviye 5) yazısı, 2.sınıfta başlatılan zorunlu İngilizce dersinin 5.sınıftaki basamağına denk gelmez. Hemen üzerindeki “We Speak English I” şeklinde 1. kitap olduğunu düşündüren yazıyla da bir daha çelişir. Eğer sınıf olarak Ortaokul 1.sınıfı kast ediyorsa, bu durumda yine Grade 5 ile çelişik düşer. Çocuğun bu şekilde zincirleme tökezletilesi matematiksel gelişimine engeldir.” Ayrıca, dava açılan Türkçe 1.sınıf ders kitapları için Ankara İdari Mahkemesine Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinin sunduğu raporda tüm bu tezleri desteklemektedir. 26 sayfalık raporun önerilerinin 1. Maddesini vermek yeterli olacaktır. 1. İlköğretim 1. Sınıf Türkçe Programı, program geliştirme ilkelerine uygun olarak oluşturulacak program geliştirme ekibi tarafından yeniden hazırlanmalıdır. Tarihi değerdeki bu raporu verenlerin bilirkişi olmalarında Milli Eğitim Bakanlığı son derece rahatsızdır. Son not, bu ülkenin karanlığa sürüklenmesinde suçlu yönetim mi? Okullarda yapılan toplantılara katılımın azlığı,”saldım çayıra mevlam kayıra” zihniyetinde ki ilgisiz veliler, bu hükümetin tam da aradığı düşünmeyen, üretmeyen, akıl sağlığı bozulan sürüleri yetiştirmek için ne güzel bir fırsat değil mi? https://www.youtube.com/watch?v=3syVwPw2JAk

Hiç yorum yok: