30 Nisan 2014 Çarşamba

“HUKUK EVRENSELDİR, GÖMLEĞİ YOKTUR”

Breh breh breh…. Başlığa bakar mısınız lütfen. Bu veciz sözleri kim söylüyor. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı. Yani Atatürk’ün kurduğu CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Ne zaman söylüyor.? Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşunun 52. yılında AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın gündeme oturan konuşmasına üzerine. Konuşmayı tartışmayacağım, herkes kendine göre yontuyor. Cemaat - AKP kavgasına ortak olarak taraf tutmanın bu ülkeye hiçbir yararı olmayacağını düşünenlerdenim. Üzücü olan Demokrasi ve Hukukun üstünlüğünü savunması gereken, ana muhalefet partisinin bu kavgada taraf olması yeni bir gömleğe ihtiyaç hissetmesidir. Evet Sn.Kılıçdaroğlu Hukuk Evrenseldir, gömleği yoktur, sizin de yeni bir gömleğe ihtiyacınız yoktur. Gömleğinizin 91 yıldır hukukun üstünlüğünü savunan, laik, demokrat, halktan yana, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, ülkenin aydınlığa çıkması için, barıştan, özgürlüklerden yana çaba harcayan ulusalcı gömlek olması gerekiyor. Aslında Y-CHP oluşumunu oturtmaya çalışmakla zaten yeni turuncu gömleğinizi giydirmişlerdi size. Şimdi ne oldu da Recep Tayyip’in çıkardığı, Haşim Kılıç’ın üzerindeki gömleği giymek için bu kadar can atıyorsunuz. Bu kara gömlek çıkmamıştı aslında, giyenler zaten aynı. Hatırlamanız gerekir, bir zamanlar bir banka reklam vardı “yok aslında birbirimizden farkımız, ama biz ……………bankasıyız..” diyordu. AKP ile Cemaat’in en ufak bir farkını söyleyebilir misiniz size oy veren seçmeninize. “ Anayasa Mahkemesi Başkanı tarafından böyle bir konuşmanın yapılmasının tam zamanıydı. Nedeni ise şu: Hukuku, hukukun üstünlüğünü unuttuk. Toplum açıkça baskıya alıştırılmaya çalışılıyor. Siyasi partilerin kendi aralarındaki görüşlerini, yurttaş bir siyasal çekişme olarak görüyor. Başkanın bu çıkışı çok önemliydi. Siyasetçi değil hukukçu, hukukun üstünlüğüne, Türkiye’nin saygınlığına günlük, sıcak politikaya, yargının karıştırılmaması çağrısını yaptı.” Hukuk’un üstünlüğü unutulurken sizin ve turuncu gömlekli partinizin payı nedir.? Bu güne kadar siyasi partiler arasında nasıl bir görüş vardı da yurttaş bunu siyasal bir çekişme olarak gördü. Bahsettiğiniz o görüşlerinizi daha seçmeniniz öğrenemedi, sıradan yurttaş nasıl öğrenecek. “Anayasa Mahkemesi Başkanı, Yargıtay Başkanı değildir. Korumak istediği yasa, anayasa. Eğer güçler ayrılığı ilkesi diyorsak yargıda bu ilkenin ana unsurlarından birisiyse, yargı organının tepesindeki kişi, Anayasa Mahkemesi Başkanı hukuku savunmak zorunda.” diyorsunuz konuşmanızın devamında. Şimdi; Özal tarafından hukukçu olmadığı için AYM üyeliğine atanan Haşim Kılıç hakkında o zamanlar “o kadar gerici ki günah olduğu için evinde televizyon bulundurmuyor, Atatürk Düşmanı” söylentileri çıkınca Turgut Özal resmen vatandaşla dalga geçerek “ben kontrol ettirdim evinin balkonunda TV anteni varmış” demişti. Ama söylentileri o da engelleyememişti. 1997’de AYM’nin türbanı yasaklayan kararına ve Refah Partisinin kapatılması kararlarına muhalif olan kimdi ? Haşim Kılıç Gençliğinde İBDA-C’nin yayın organının, Ankara temsilcisi olduğu söylentileri yayınlandı basında. Haşim Bey bunları yalanladı ama bir müddet sonra yine İBDA-C’ye yakın haber kaynakları İBDA-C’nin lideri ile poz poz fotoğraflarını servis ettiler. AYM Başkanlığı’na atandığında Hukukçu olmadığı için yürütmeyi durdurma davası açıldı ve mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Tabi bizde hukuk evrensel olmadığı için “yasa gereği geriye yönelik işlem yapılamaz” maddesi kullanılarak mahkeme kararı uygulanmadı. Yanlış hatırlamıyorsam bir hukuk Prof.’ümüz “Peki yürütme okur yazar olmayan birini atar, hukuk yürütmeyi durdurur ama hukukun kararı geriye dönük işletilmezse ne olacak” diye tepki gösterdi de gıkınız çıkmadı. MHP’nin katılımı ile AKP’nin üniversitelerde türban serbestliğini getiren yasası hakkında AYM’nde bazı maddelerin iptali ile ilgili olarak dava açmıştınız CHP olarak ve AYM oy çokluğu ile iptal etmişti bu maddeleri. Karşı oy kullanalar kimlerdi Başkan Haşim Kılıç ve üye Sacit Adalı. Karşı oy gerekçeleri partinize de geldi zaten dava açan olarak. Aynı dönemde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" gerekçesi ile AKP’yi kapatma davasında kapatılmasın diye oy kullanan 5 üyeden biride Haşim Kılıç değil miydi.? Kapatılsın diyen 6 üyemi Evrensel Hukuk kurallarını uyguluyordu, kapatılmasın diyen 5 üyemi aynı gömleği giydiğini ima ediyordu? Evet, Sn.Kılıçdaroğlu, hukukçu olmayan Haşim Kılıç’ı demokrasi ve hukuk havarisi olarak savunmanız partinize ihanet ve seçmeninizi aptal yerine koymaktır. İlla bir gömlek giymek istiyorsanız, barış ve demokrasiyi simgeleyen beyaz size daha yakışacaktır. Ama renkli giymek istiyorum derseniz gök mavisi de uygun olur kanısındayım. Turuncu Emperyalizmin simgesi, siyah gericiliğin. Karar sizin tabi ki ama zaten yerel seçim öncesinde renginizi ve kara gömleklilerin kavgasında ki tarafınızı ima etmiştiniz Amerika Gezisi ile. Bir Temel fıkrası ile bitirelim yazıyı. Temel, Amerika’da otobüs şoförüdür. Siyahlar ve beyazlar arasında oturma kavgası çıkar. Siyahlar arkada oturmak istemez. Temel, hepsini toplar; -Uşaklar, hepiniz mavi olduğunuzu düşünün, hadi şimdi açık maviler öne koyu maviler arkaya diyerek sorunu halleder sözde.

Hiç yorum yok: