25 Mart 2015 Çarşamba

“ENGELSİZ BİR DÜNYA İÇİN BENİM FİKRİM”

YA DA DEMOKRATİK BİR ÜLKE İÇİN BENİM FİKRİM Tırnak işareti içinde ki başlık yapacağım bir duyuru ile ilgili. Alt başlık ise hafta sonu CHP, MV adaylığı için yapılacak seçimlerle ilgili olarak benim başlığım. Ne yazık ki iki başlık ta paralellik teşkil ediyor. Yok yok bu paralellik paralel yapı ile ilgili değil. Özellikle son dönemler de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefeti eleştirirken; "Seçimlere kalmış şurada 2,5 ay. Ortada ne bir projeleri var ne bir gayretleri var ne bir çabaları var. Varsa yoksa, 'Cumhurbaşkanı şunu dedi, hükümet bunu yaptı'. Tamam da siz ne diyorsunuz? Siz ne yapacaksınız? Hele onu bir söyleyin. Siz benim ne dediğimle uğraşacağınıza, siz millete ne diyeceksiniz, onu söyleyin bir hele. Nasıl bir çözüm bulacaksınız onu söyleyin. Muhalefete bunlar sorulduğunda, verdikleri cevap enteresan. Ne diyorlar biliyor musunuz? 'Hele bir bunlar gitsin, gerisi kolay.' Hep bu. Proje bu, gerisi yok zaten." İnsan bunları okuyunca ve gerçeklere bakınca gerçekten üzülüyor. İlimiz de adaylığın ön seçimle belirleneceği belli olduktan sonra konu ile ilgili yazdığım yazı da, aday adaylarını üyeler tanımıyor kendilerini projeleri ile tanıtmaları gerekiyor, ve seçerken de insan için, doğa için, ülke için olan projelerinin çok önemli olduğunu belirtmiştim. Gerek, Sn.Hakan Dedeoğlu ile yaptığım geziler de, gerek üyelerle yüzyüze görüşmeler de , gerek tüm aday adaylarının takip ettiğim kadarı ile yaptıkları ziyaret ve söylemler de edindiğim izlenim ne yazık ki yukarıda ki RTE’nin söyleminden farklı değil. Vatandaş daha köyünün, beldesinin sorunu haricinde sorun bilmiyor. Trakyamızın en önemli çevre sorunlarına karşı duyarsız. Bir köy komşu köyden bi haber. Sn.Dedeoğlu’nun dediği gibi “DOĞA-İNSAN-EKONOMİ üçgenine oturan bir vizyonla verdiğim mücadelede, yaşadığımız sorunlar karşısında, "çevreci" bir vizyona sahip olmak, artık herkes için zorunluluktur. Bu çerçevede, Kömürköy’de üyelerimizle görüşürken Muhtar Yücel Güt’ün “köyümüzde kanalizasyon var ancak arıtması yok” ifadesine kulak vermemiz gerektiğini düşünüyorum.Kazandere’ye bırakılan evsel atıkların buradan bölgeye ve hatta İstanbul'a Terkos Gölü’ne yayıldığını unutmamalıyız.Bu sorunların aciliyetini artık hiçbir merci görmezden gelemez. Çakıllı’daki önemli sorun ise yeni verilen taş ocağı ruhsatlarıdır. Bu konuda Vize ve çevresindeki talanın Çakıllı’yada sıçramasının önüne ancak birlikte hareket edildiği takdirde geçilebilir. Ergene’nin doğduğu bölgenin; suyuyla, toprağıyla, havasıyla, kesinlikle korunması gerekmektedir. Sisteme yön verenlerin insaflı olmaları beklenmektedir.Diğer bir konu da evsel atıkların "ana dereye" bırakılması sorununun çözümlenmesidir. Bu da tabiiki arıtma sisteminin yapılmasıyla mümkün olacaktır. Bizler, dostlarımla birlikte, Trakya’nın daha fazla talan edilmemesi noktasında mücadele vermekteyiz.” Ve daha da üzücü olan yukarıda ki örnekte olduğu gibi bu güne kadar bölge siyasetçilerine sorunlarını anlatamamışlar ki sorunlar hala devam ediyor. Siyasetçilere ulaşamama sadece bölgemizin değil ülkemizin sorunu. CHP’nin merkez yoklaması yaptığı illerde mevcut vekillerin listeye girememesi veya çok zor girmesi sanırım en güzel örneği teşkil ediyor. Lütfen yanlış anlaşılmasın, siyasetçilere ulaşamama genel bir sorun ülkemizde, parti gözetmeksizin. Ama konu CHP’nin ön seçimi olduğu için örnek özelmiş gibi gelmesin. Bir de dikkat çeken, il, belde, ilçe parti yöneticilerinin tüm aday adaylarına eşit uzaklıkta durması demokrasinin gereğidir diye düşünüyorum. Böyle olunca, zaten bir işaret bekleyen üye seçmende eski delege geleneğini sürdürmek isteyen çevrelerin insafına terkedilmekte, özgür iradeyi etkilemekte, demokratikleşmemeye neden olmaktadır. Yine delege sisteminden arta kalan yemekli toplantılar, maddi güçle arkaya alınan görsel medya desteği çok az olmakla birlikte, bir şans olan ön seçimi gölgeliyor diye düşünüyorum. Genel söylemde ise Trakyamızın en önemli sorunlarının, - Ergene, Istrancaların suyu veya yok olma tehlikesi, tarımın ölmesi, taş ocakları gibi - sloganvari bir şekilde dile getirilmesi. Çözüm için öneri, plan yok gibi. O yüzden en azından bu konularda geçmişte yapılanlara bakmak, bir önfikir verebilir diye düşünüyorum. “Geçmişte yaptıklarımız geleceğimizin garantisidir” mantığı kısacası. Tabi insan yine yok genelde. Engelliler, akıl sağlığı ve sağlık sorunları, şiddet, kadına bakış açısı. CHP MV’liği adaylık seçimleri öncesinde, tüm üye seçmenlerimizin özgür iradeleri ile demokratik bir ülke için fikirlerinin olduğunu ve bu yönde oy kullanılarak adayların belirlenmesini gerçekleştireceklerine inanıyorum. Ekte ki basın bildirisi ise adaylarımıza yönelik ülke insanımız için ele alınması gereken bir konuda fikir verecek diye düşünüyorum. Ve özellikle İstanbul’ da oturan yakınlarınız için duyuruyu paylaşırsanız çocuklarımızın konu ile ilgili olarak farkındalıklarını arttırmış oluruz. BASIN DUYURUSU Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, 08.06.1992 tarih ve 92/3137 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernekler statüsünü almış, 16.07.2004 tarih ve 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 6. maddesi gereği de ülkemizdeki İzinsiz Yardım Toplama hakkı tanınan dernekler arasına katılmıştır. Çoğu ilerleyici bir özelliğe sahip ve kalıtımsal olan kas hastalıklarında, hastalarımızın bir kısmı çok erken yaşta kaybedilmekte, bir çoğu ise yaşamlarını tekerlekli sandalyede sürdürmek zorunda kalmaktadırlar. Büyük çoğunluğunun şimdilik tedavisi yoktur. Ülkemizdeki sayısı 100.000 olarak tahmin edilen kas hastası için derneğimiz, hastaların toplumla karşılıklı entegrasyonunu en üst düzeye çıkartmak, kaliteli bir yaşam sürmelerinin koşullarını yaratarak bu konuda hastalara rehber olmak, hastaları doğru yönlendirmek gibi işlevlere sahiptir. Yazık ki hasta kitlemiz çoğunluk ile tekerlekli sandalye bağımlısı olduğundan sosyal yaşamın içinde yer alamadığı gibi ulaşım, altyapı, mimari engeller ve bazen de eğitim kurumlarındaki eksik bilgilerin yol açtığı bir çok sıkıntıdan dolayı eğitim hayatını tamamlayamamaktadır. Türkiye Kas Hastalıkları Derneği olarak bu anlamda farkındalık yaratmak için Gönül dostlarımızın desteği ile Engelsiz Bir dünya İçin Benim Fikrim başlıklı bir resim yarışması başlatmış bunmaktayız. İstanbul İlinde İlk, Orta ve Lise Öğrencileri arasında yapılacak söz konusu yarışmanın toplumsal bir farkındalık yaratacağına inanmaktayız. Böylesi bir çalışmaya siz değerli basın mensuplarının da sorunumuzu duyurmamıza, farkındalık yaratmak için verdiğimiz mücadelemize duyarsız kalmayacağınızı umut etmekteyiz. İletişim: info@kasder.org.tr Tel:02126638686 Saygılarımızla. TÜRKİYE KAS HASTALIKLARI DERNEĞİ

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sex yapalımmmmmm