8 Mart 2015 Pazar

CHP’de ADAY BELİRLEME

“Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder.” George Orwell Bilindiği gibi ilimizde CHP’nin Milletvekili adayı belirlemesi, ön seçimle yapılacak. Ve 27 yıl sonra ilk kez üye bazında seçim kararı alındı. Yanılmıyorsam 14 aday adayımız var. Soru şu. Üyeler bu adayları belirlerken hangi kıstasları kullanacak? Özellikle küçük yerleşimlerde bazı seçmen üyeler “biz aday adaylarını tanımıyoruz, bizi yönlendiren birileri olmalı” derken delege sultasının alışkanlığının izlerini taşıyorlar. Şimdi ise bir çıkmaz içindeler. Demokrasiye katılımın bedeli sanırım. İşin kolayına kaçarak delegenin ahbap çavuş ilişkisi ile belirlediği adayı kabullenmek kolaydı. Aday adayları içinde iş zorlaşıyor. 100-200 delegeye ulaşmak kolay ama on binlerce üyeye kendilerini nasıl anlatacaklar ? Ve anlatıyorlar tabi, afişlerle, broşürlerle, toplantılarla. Ve bu anlatımlarda ön plana çıkan Ergene Kirliliği, iktidar eleştirisi ile vatan millet söylemleri, Trakya’nın sorunları, kadının toplumda ki yeri, kadın cinayetleri gibi hepimizin bildiği yaşadığı sorunlar. Ve seçildiklerinde sanki sihirli bir değnek varmış gibi ellerinde, tüm sorunlar halledilecek. Çözüm önerileri, planları ? Peki üye seçmen, “kardeşim iyi güzelde aday aday olmadan evvel bu bahsettiğin sorunlar hakkında insan olarak neler yaptın? Sorunları biliyorsun da çözüm önerilerin var mı? Projelerin neler?” sorularını sorabilecek bilinçte mi? “?” Bilemiyorum ! O zaman aday adaylarımızın şu anki söylemlerinden ziyade geçmiş deneyimleri bence önemli bir kıstas olmalı. Katıldığım tanıtım toplantılarından birinde aday adaylarımızdan Sn.Hakan Dedeoğlu şöyle bir cümle kurdu : “Istrancaların suyunu İstanbul kullanıyor. Ayrıca İstanbul Belediyesi bu suyu şişeleyip satarak rant sağlıyor. Yöre halkımıza hiçbir getirisi yok. Bunun için mücadelemi vereceğim.” İşte satır aralarından okunabilecek bir cümle. Sn.Dedeoğlu’nu şahsen tanımıyorumdum. Ama çevre konusunda ki duyarlılığı ve gönüllü olarak yaptıklarını biliyordum. Toplantıdan sonraki konuşmamızda geçmiş deneyimlerinin satır başlıklarını şöyle sıraladı. - 19 yıl boyunca TEMA Vakfı gönüllü temsilcisi, - Trakya çapında Arıtma Kanalı Projesi’nin, TBMM Ergene Nehri Araştırma Komisyonu üyelerine kabul ettirilmesi için verilen mücadelede gönüllü, - Türkiye’nin ilk çevre düzeni planı olan Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı’nın Çevre Bakanlığı tarafından onaylanması için verilen mücadelede gönüllü, - Alpullu Şeker Fabrikası’nın yeniden bölgemize huzur ve refah getirmesi için verilen mücadelede gönüllü, - Hayvancılık, pancar ekimi ve diğer tarım uygulamalarında çiftçinin ve köylünün yanında verilen mücadelede gönüllü, - Hakları yenen işçimizin yanında verilen mücadelede gönüllü, - Trakya tarım topraklarının amaç dışı kullanılmasına karşı verilen mücadelede gönüllü, - Ergene Nehri’nin ıslah edilerek sel ve taşkınların azaltılmasında gönüllü, - İğneada’da ya da bir başka noktada, termik ya da nükleer konusunda, hukuk dışı uygulamalara karşı açılan ve birçoğu kazanılan davalarda gönüllü. Siyasi çalışmaları, sivil toplum örgütlerinde ki çalışmaları, demokrasi platformunda ki çalışmalarını sıralamadım bile. Son olarak “30 yıldır, halkın refah, huzur ve sağlığını bozan her türlü uygulamaya karşı öncü ve gönüllü olarak verdiğim mücadeleyi meclise taşıyarak, bölgemize doğru projelerle hizmete adayım” diyor. Bu arada toplantıda bir aday adayımız “aman bu süreçte partiyi yıpratacak eleştirel düşüncelerden sakınalım” uyarısı yaptı. Orwell’ın dediği gibi o kadar gerçeklerden uzaklaşmışız ki toplum olarak gerçekleri karıştırıyoruz sanki. Tıpış tıpış oy vereceksinizden sonra “lüksünüz yok CHP ye vereceksiniz” söylemi ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Tüy'e "Kürt seçmenin neden CHP'ye küstüğüne" dair bir rapor hazırlattırıyor. 6 sayfalık raporda, oy kaybının nedenleri başlıklar halinde sıralanmış. Buna göre, bölge seçmeni CHP'nin Kürt sorununa ilişkin tutumunu doğru bulmuyor ve CHP içinde ulusalcı kanadın baskın olduğuna inanıyor. Partinin "Laiklik" söylemleri nedeniyle muhafazakar seçmen dışlanacağını düşünüyor. Seçmen CHP'yi, "Ankara partisi" olarak algılıyor ve halkın içinde yeterince yer alınmadığına inanıyor denilmiş. Raporun "Kürt seçmen nasıl kazanılır?" başlığı altındaki öneriler ise dikkat çekici. 1989 yılında SHP tarafından hazırlanan Kürt Raporu'nun genişletilmesi ve "Demokrasi Paketi" olarak kamuoyuna sunulması isteniyor. Alevi, Kürt, Ermeni, Süryani ve dindarlara yönelik partiden kapsamlı bir özeleştiri yapılması öneriliyor. CHP'nin Kürt sorununun çözümü noktasında parti içerisindeki sesleri çoğaltması isteniyor. PKK'nın da talep ettiği "anadilde eğitim" hakkının tanınması, Abdullah Öcalan'a "ılımlı ve karşıt olmayan söylemlerle mesaj verilmesi de öneriler arasında yer alıyor. Gerçek hangisi acaba? kemikleşmiş doğu seçmenini kazanmak mı? yoksa ülkenin laik, ulusal, partiye küsen seçmenini kazanmak mı? ülke ve parti yararına. Son olarak; bilimsel çevrelerden gelen bir habere göre, insan beyniyle makinaların kontrol edilmesine yönelik çalışmalarının ardından 55 yaşındaki engelli bir kadının sadece düşüncelerini kullanarak F-35 jetini uçurabildiği duyuruldu. Düşünce gücüyle makinaların kontrol edilmesi uzun vadede insan vücuduna yerleştirilen robotik cihazlar sayesinde fiziksel engelleri ortadan kaldıracak deniliyor. Biz düşünceden nefret ederken insanoğlu düşünce gücü ile fiziksel engelleri aşmaya çalışıyor. Umarım seçmen üye tarafından aday adayları doğru tahlil edilerek hem bölgemize hem ülkemize yararlı vekiller gönderir meclise.

Hiç yorum yok: