20 Ağustos 2014 Çarşamba

CB SÜRECİ, DEMOKRASİ, Bİ’AT ve CHP - 1

21.Yüzyılın cahilleri, okuma-yazma bilmeyenler değil; okumayanlar, öğrendikleri yanlış bilgileri değiştiremeyenler ve yeniden öğrenemeyenler olacaktır… Alwin Toffler Aklımız unutkanlıkla sakattır ya, üç yıl kadar önceye dönelim, bir TV konuşması ile başlıyalım; "CHP'nin başarılı olmasını istiyoruz...%40, çizgimizdir. Ulaşamazsak, Genel Başkan ve Yönetim olarak bırakır gideriz...Oyların anlamlı şekilde artması lazım... Olmazsa, Halk'a gideceğiz, diyeceğiz ki, "Biz çalıştık, ama beklediğimiz sonucu alamadık, ha'di bize eyvallah...Yeni grubumuz gelir, CHP bu açıdan çok zengin bir partidir. Biz insanımızı, ülkemizi seviyoruz... Bireysel çıkar peşinde değiliz, koltuk peşinde değiliz... Başarılı olursak eyvallah, başarısız olursak yine eyvallah" İşte demokrasi budur diyeceksiniz haklı olarak. Atatürk’ün CHP’sinde görmek istediğimiz demokrasi zihniyeti bu diyeceksiniz. Hadi biraz daha geriye gidelim 19 Kasım 2009 Cihan Haber Ajansından bir basın açıklaması CHP Grup Başkanvekili CHP'lileri, uyanık olmaya ve tahriklere kapılmamaya çağırdı. Ve ekledi; “CHP geleneğinde AKP'deki gibi biat kültürü yoktur. Biat kültürünü içselleştirmiş olanlar bunu anlayamazlar. Çünkü biat İslam literatüründe iman ile ilişkili olan önemli bir kavramdır. Biat peygamber efendimizin İslam’a ilk girenlerden aldığı bağlılık sözüdür.” Bu sözleri ve açıklamaları kim yapmış hemen aklınıza gelmeyebilir, söyleyeyim “tıpış tıpış gideceksiniz” diye seçmenini bi’at’a çağıran Kemal Kılıçdaroğlu. Ayrıca muhalefet eden ve CB sürecinde Hukuk Mücadelesi veren Hulki Cevizoğlu’nu Yurt gazetesinden, Nihat Genç’i Halk TV’deki programından bir “ALO” ile attıran kim. “Alo Fatih”’in gündemde olduğu dönemleri hatırlatmak istemiyorum. Ve utanıyorum yazmaya. Evet daha önce yazdığım gibi özellikle sosyal medyada biat etmeyenlere karşı yürütülen linç kampanyası ne yazık ki çok üzücü idi. Aralarında olmaktan onur duyduğum biat etmeyen o azınlığın partisi yoktur, ilkeleri vardır. Onları, partilerin genel başkanlarının yönlendirmesi çok zordur. O ilkelerde Atatürk ilkeleridir. Misak-ı Milli ruhudur. Ve Atatürk düşmanı olarak adlandırılan, küfredilen o azınlık içinden hala süreci bitirmemek adına hukuk mücadelesi veren, bu konuda halkı bilinçlendiren, ilkeli bireyler, yurttaşlar çıkmaktadır. Özellikle CHP’nin yapması gereken Hukuksal Mücadele’yi bile eleştirenler çıkmaktadır. Ki üzücü olanda Atatürkçülüğünden şüphe duymadığım bir Hanım gazetecimizin bu köşede yayınlanan “Süreç Bitmedi” başlıklı yazıya yolladığı eleştiri tam bir akıl tutulması bence. Prof.Tolga Yarman’ın AİHM’sine dava açmasını şu şekilde yorumluyor. “Bizi yok etmeye çalişan AB ve mahkemelerine şikayetçi olmak çok acınası bir durum! Atatürkcü'nün yapacaği iş değil, Batıya biat etmişlerin yapacağı bir iş...” Atatürk’ün bu ülkeyi kurarken emperyalizmle mücadelesinde tarih boyunca Akdenize ulaşma hevesi uğruna bizleri yok etmek isteyen Rusların yardımını kabul etmesini unutarak. Bu gün yine iki Hukuk Mücadelesi’ni duyurmak, bir sonraki yazıda da şu heryerde karşımıza çıkan meşhur Biat’ı tartışalım neymiş görelim. “BASIN DUYURUSU (18.8.2014, Pazartesi, saat 10.00, Antalya Adliyesi önü) Değerli Basın Mensupları bu suç duyurusu, bir "Uygar Direniş" eylemidir. Bu eylemle Yargıya, Kamuoyuna ve Yurttaşlara RTE hakkında suç duyurusuna katılma çağrısı yapmaktayım. Diyorum ki: HERKES AŞAĞIDAKİ DİLEKÇEYİ KAPTIĞI GİBİ KENDİ ADLİYESİNİN YOLUNU TUTSUN, SAVCILIK KALEMİNE KAYDA VERSİN, KAYIT NUMARASINI VE TARİHİNİ ALSIN VE MÜMKÜNSE BİZE SOSYAL MEDYADAN DUYURSUN! BU BİR "UYGAR DİRENİŞ" EYLEMİDİR! LÜTFEN KATILIN. Prof. Dr. Hayrettin Ökçesiz, Hukukçu Emekli Öğretim Üyesi --------------------------------------------------------------------- RTE hakkında Suç duyurusu için dilekçe örneği -------------------------------------------------------------------- CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN : Adı ve Soyadı, T.C. Kimlik No: Adres.................................................... ŞÜPHELİ : Recep Tayyip Erdoğan, Ankara SUÇ FİLLERİ : Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle Milletvekilliği düştüğü halde başbakanlık görevini sürdürmesi, bir siyasal partinin başkanlık işlerini yürütmesi, tarafsızlık ilkesini ihlal etmesi SUÇ TARİHİ : 15/8/2014 ve devamı AÇIKLAMALAR : Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle Milletvekilliği düştüğü halde başbakanlık görevini sürdürmekte, bir siyasal partinin başkanlık işlerini yürütmektedir. DELİLLER : Başbakanlık işlem ve eylemlerindeki imzaları ve basında yer alan kişisel açıklamaları. TANIKLAR: Tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları HUKUKİ NEDENLER : TCK ve öteki ilgili mevzuat SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda kısaca açıklandığı üzere şüpheli hakkında kamu davası açılmasına ve cezalandırılmasının sağlanmasına karar verilmesini saygıyla talep ederim. 16/8/2014 Adı ve Soyadı İmza” Diğer Hukuk Mücadelesi beğenirsiniz, beğenmezsiniz fikirlerini ama hukukun üstünlüğüne, demokrasiye inanıyorsanız bu süreçleri görmezden gelemezsiniz. İşte Halkın Kurtuluş Partisi, Erdoğan’ın Anayasa’nın 101′inci maddesine göre, dokunulmazlığının düştüğünden bahisle bekleyen yargılamalarının devam etmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu. Dilekçe özeti; ''10 Ağustos 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı seçilen R. Tayyip Erdoğan’ın Anayasa’nın 101/son maddesi uyarınca TBMM üyeliği sona ermiş bulunduğundan, adı geçenin İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde işlediği iddia edilen ancak dokunulmazlığı nedeniyle Meclis’te beklemekte olan; “zimmet”, “kalpazanlık”“cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” dosyalarıyla ilgili soruşturma ya da yargılamanın kaldığı yerden devam ettirilmesi için Soruşturma ve Kovuşturma Makamlarını harekete geçirmek üzere gereğinin yapılmasını müvekkil parti adına vekâleten dileriz.''

Hiç yorum yok: