22 Mart 2014 Cumartesi

Kılıçdaroğlu'na açık mektup

Antisthenes şöyle dermiş: "Sana karşı çıkanı sen de ona karşı çıkarak değil, aydınlatarak susturabilirsin” . CNN TÜRK’te şöyle buyurdunuz; “Gülen Cemaati’yle her hangi bir flörtümüz, birlikteliğimiz, ilişkimiz, bir araya gelme, oturup konuşma söz konusu değil. Ama biz belli bir inanç grubunun bir araya gelip cemaat kurmasına karşı değiliz. Siyasete girmemek koşuluyla. Çünkü biz inançların siyasete malzeme olmasını istemeyiz.” Sn.Kılıçdaroğlu, daha önceki dinsel açılımlarınızda da sizi aydınlatmaya çalıştık. Ne yazık ki din dersinizi çalışmamışsınız hala. Cemaatin siyasete girmemesi ne demek, lütfen güldürmeyin, İslam, Devlet Biçimidir. Bir yönetim tarzıdır. Ve İslam Devletlerinde oluşan müesseseler dinin esaslarına aitmiş gibi kabul edilmiştir. Peygamber ilk İslam Devleti başkanıdır. “arkasından başa geçen” anlamında ki Halifelerde sonraki İslam hükümdarlarıdır. Yani siyasetle iç içedir cemaatler. Hele hele Cemaatin, tüm İslam ülkelerinde örgütlenmesi siyasi değil mi? Türki ülkelerde okulları kapatılmaya, çalışanlarının CIA ajanı olarak ülke dışına sürülmesi dinsel amaçlı mıdır? Evet, cemaat dinde ibadet etmek için bir araya gelen topluluklara denir. Siz, Sosyal Demokrat bir parti başkanı olarak sosyolojik bakmalısınız. Sosyoloji literatüründe ise cemaat kavramı, cemaatin üyelerinin ortaklaşa paylaştıkları bir şeye -genellikle ortak bir ideolojiye ya da bir kimlik duygusuna- dayanan, özel olarak oluşturulmuş bir toplumsal ilişkiler bütünüdür. Ortak ideoloji şeriat, kimlik din değil midir ? Başında olduğunuz partinin ve T.Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal sonradan Cumhuriyet’in başına bela olmasın diye cemaat, tarikat, tekke ve zaviyeleri laf olsun diye mi kaldır dı.? O da “siyasete girmezlerse” diye düşünemedi mi? Lütfen dürüst olalım kurmaylarınız flört ettiğinizi açıklamadı mı cemaatle, yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum. Ayrıca, aynı zamanda FBI danışmanlarından biri olan Prof. Williams, cemaatin içyüzünü, planlarını ve yeni kitabını gazetelere şöyle anlatmıştı: “Daha önce Fethullah Gülen’in çiftliğini çok kez ziyaret ettim. Gülen okullarındaki müdürlerle konuştum. ABD’de Gülen’in çiftliğine gelip giden bazı insanların söylediği kadarıyla cemaat, AKP’yi terk edip CHP’yi desteklemeye karar verdi. Amaçları bu partiyi de ele geçirmek. Bu düşüncenin planlandığı yer, Gülen’in Pensilvanya’daki çiftliği... Gülen’in CIA’ya hizmet ettiği biliniyor.” Hadi siz gözden kaçırdınız danışmanlarınızda mı bunu kaçırdı da tek kelime etmediniz bu konuda. CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayınız yoldaşınız, Mustafa Sarıgül CNN TÜRK’te Tarafsız Bölge programında; “Gülen cemaati öyle bir yere oturtuldu ki her gelen onlardan bahsediyor. Ben Gülen Cemaati’ne yapılanların çok haksız olduğunu düşünüyorum. Doğru bulmuyorum… Sarıgül hiçbir zaman güçlülerden yana hiç olmadı her zaman haklılardan yana oldu. Gülen cemaatine büyük bir zulüm yapıldığı kanısındayım.” Siz de böyle mi düşünüyorsunuz? 30 Kasımda ABD’ye giderken ABD ziyaretinin, "CHP'nin görüşlerini, düşüncelerini, ilke ve değerlerini Amerikalı muhataplarla paylaşmayı" amaçladığını belirttiniz. Amerikalı muhataplarınız kimlerdir? Düşünce kuruluşlarının davetlisi olduğunuzu belirttiniz. Bunlar Kurucu üyesi olduğunuz Tesev gibi kuruluşlar mıdır? Daha parti üyeleriniz, ülkem insanları bile görüşlerinizi, düşüncelerinizi, ilkelerinizi öğrenemedi Amerikalı muhatabın bunları bilmesindeki yarar nedir Türk halkına? Yine başında olduğunuz Partinin Büyük kurucusu bırakın parti başkanı olarak, Devlet Başkanı olarak bile hiçbir ülkenin ayağına gitmemiştir. Hele hele AKP-Cemaat savaşının kızıştığı günlerde yapılan bu ziyaret manidar değil midir ? Ziyaretinizin ardından Cemaat son yolsuzluk darbesini vurmadı mı AKP’ye? Tarihten demi ders almıyorsunuz? Humeyni İran’a geldiğinde ona en büyük desteği veren, komünistler, sosyalistler, sosyal demokratlar ilk darağaçlarına gidenler değil miydi.? Ha AKP, ha Cemaat her ikisinin de amacı Türkiye Cumhuriyet’ini yıkıp yerine şeriat Devleti kurmak değil mi? BOP’un işlerliğini yitirdiğini düşünen ABD, boşluğu doldurmak için yeni planlar yaparken sizin taraf olmanız kime hizmettir.? Seçim propagandalarınızda sürekli cemaatin ortaya çıkardığı AKP’nin yolsuzlarının yerine koyacağınız planlardan hiç bahsetmiyorsunuz. Cemaat sütten çıkmış ak kaşık mıdır ? Işık evleri, kampları, nasıl devleti ele geçirmeye çalıştığı gazete arşivlerinde mevcut. Hiç mi merak etmiyorsunuz ? Kurdukları Vakıf’ların yolsuzlukları da arşivlerde. Bu ilişkileri, satır aralarını ve partiye zarar verenlerin deşifre edilmesini, “Partiye zarar veriyor” diyen; düşünmeyen, duymayan, görmeyen, üretmeyen parti başkanına kulluk seviyesinde bağlı, kemikleşen ahmaklar, bu ilişkilerle Atatürk’ün partisine kim zarar veriyor.? PKK avukatlarından, Tesev Vakfından, Cemaatten medet umanlar mı yoksa partinin kuşatma altına alınmasına, ülkenin karanlığa sürüklenmesinde partinin uluslararası planlarda ki rölüne dikkat çekenler mi? Yine noktayı Antisthenes’le koyalım. Antisthenes'e göre önemli olan erdemdir ve erdem de bilgelikle elde edilebilen kendine yeterlilik durumudur.

Hiç yorum yok: