24 Eylül 2014 Çarşamba

BİPOLAR BOZUKLUKLA İLGİLİ KİTAP TANITIMLARI - 1

Durulmayan Bir Kafa Bir Delilik ve Duygudurumları Güncesi Kay Redfield Jamison Durulmayan Bir Kafa, manik-depresif hastalıklar üzerine uluslararası bir uzman ve bir Amerikan üniversitesinde tıp profesörü unvanına sahip az sayıda kadından biri olan Kay Redfield Jamison’ın, iradesini, azmini ve etkileyici entelektüel yeteneklerini kullanarak manik-depresif hastalıkla on yedi yaşından beri nasıl savaştığını anlatıyor. Bu tür deliliğin çok kendine özel bir iç sızısı, çoşkunluğu, yapayalnızlığı, dehşeti var. Uçtuğunuz zaman harikasınız. Düşünceler olsun, duygular olsun müthiş bir hızla, yoğunlukla üst üste geliyor, aynı kayan yıldızlar gibi siz bu yıldızların peşine düşüp her an daha iyisini daha parlağını buluyorsunuz. Çekingenlik diye bir şey kalmıyor, aradığınız sözcükleri, jestleri tak diye buluyorsunuz, başkalarını büyülediğinizin kesinlikle bilincindesiniz. Tekdüze insanlarda ilginç yanlar keşfediyorsunuz. Gövdenizin her yanını müthiş bir duyarlık sarıyor, baştan çıkarmak, baştan çıkarılmak karşı konulmaz bir istek heline geliyor. Her şey çok kolay, siz çok güçlüsünüz, parasal açıdan da her şeyi yapabilecek durumdasınız, üst düzey bir keyif, coşku, mutluluk iliklerinize kadar dolmuş. Çeviri Pınar Kür; Oğlak Yayıncılık 1996 Kitaptan alıntılar “Depresyona girdiğinizde kimse sizin yanınızda bulunmaya tahammül edemez. Yanınızda olmak gerektiğini düşünürler, hatta bunun için çaba da gösterirler ama siz kendiniz bilirsiniz -onlar da bilir- inanılmaz ölçüde usandırıcı, yorucu olduğunuzu: Sinirli, paranoyak, mizah duygusundan uzak, cansız, sürekli kusur bulucu birisinizdir, ne kadar dil dökerlerse döksünler size güven aşılayamazlar. Korku içindesinizdir, başkalarını da korkutursunuz, "hiç kendinde değilsin, ama yakında düzeleceksin"izdir ama bunun böyle olmadığını bilirsiniz.” “Kafamın içi yavaş yavaş karanlığa büründü, çok geçmeden her türlü denetimi kaybettim. Kendi düşüncelerimin izini süremiyordum. Kafamın içinde cümleler uçuşuyor ama parçalanıp anlamlarını yitiriyor, tek tek sözcüklere indirgeniyordu; sonunda kelimeler de gitti, yalnızca sesler kaldı.” “Okuldakilerin nasıl olup da beni normal sandıklarını anlayabilmiş değilim. Herhalde herkes kendi derdinde olduğundan, kendi dünyaları ile dolu olduklarından, çaresizlik içinde kıvranan biri eğer acılarını sergilemeyip saklamaya çabalarsa, kimsenin dikkatini çekmiyor. Bense dikkat çekmemek için öyle böyle değil, çok büyük bir çaba gösteriyordum.” “Elbette zaman zaman yüreğim daralıyormuşcasına neşeli görünüyorum, insan içinde aklım başımdaymış gibi konuşuyorum, dışarıdan bakıldığında keyfim Allah bilir ne kadar yerinde. Oysa ruh ölümcül uykusunu sürdürüyor, kalbin binbir yarası kanıyor.” “Dünyadaki bütün yeşil bitkiler birer birer, dal dal, yaprak yaprak ölüyorlardı ve ben onları kurtarmak için hiçbir şey yapamıyordum. Attıkları çığlıklar inanılmaz bir sesler kargaşasıydı. Kafamdaki ölüm ve çürüme imgeleri her dakika çoğalıyordu.” x x x Bipolar Çocuğunuz ve Siz Judith Lederman, Candida Fink Bipolar bozukluk son zamanlarda çocukları etkileyen hastalıklar arasında en çok yanlış anlaşılan ve yanlış teşhis edilen bir hastalık olarak belirlenmiştir, çarpıcı şekilde artmaktadır. Bipolar Çocuğunuz ve Siz, anne babalara bu meydan okuyucu tanıyla baş etmeleri için gereken kusursuz öğütler ile uzman bilgilerini vermekte ve aynı zamanda bipolar bir çocuğun yanı sıra aile bireylerinin de bipolar çocuğa gereken bakım ve desteği nasıl sağlayacaklarını göstermektedir. Çeviren Tayfun Hakan; Alkim Yayınevi Orjinal Adı: The Ups and Downs of Raising a Bipolar Child: A Survival Guide for Parents Bu kitabı gazeteci olan Judith Lederman adlı bipolar bir çocuk annesi ve çocuk psikiyatristi Candida Fink birlikte yazmışlar. Judith bir bipolar annesi, 3 çocuklu, en büyük çocuk ergenlik çağında, ortanca 5 yaşlarında, ondan ufakta bir kızı var. Ortanca çocuğu daha 4-5 yaşlarında iken kendini öldürmek, dünyada yaşamamak benzeri farklı hareketler yapmış. Sonrasında okulda, evde bakıcılar beklenmeyen hareketler yaparak, ailesine başa çıkamayacağı sorunlar yaşatmış. Götürdükleri bir psikolog dikkat çekmeye çalışma hareketleri olarak durumu küçümsemiş. Devamında bakıcılara yaşattıkları ve bir defasında da küçük kızkardeşinin burnunu ısırmasıyla olaylar daha da dikkat çekici bir hale gelmiş. Bu arada da Anne kendini suçlamakta, çocuğuma bakamadım, başında duramadım çalışmam gerekiyordu… Durumun düzelmemesi sebebiyle, bir gün baba evde diğer iki çocuğa bakarken, annesi çocuğu bir hastaneye götürmüş ve orada zorla bir kağıt imzalamış 72 saat gözetimde kalması için, aksi halde hastanede velayetini alırız diye korkutmuşlar. Çocuğa hiperaktivite tanısı konulmuş ve ritalin ve bir başka ilaç verilmiş. Ama çocuğun ritalini aldığı birkaç gün boyunca olaylar daha da içinden çıkılmaz bir hale gelmiş. Bundan sonra başka bir çocuk psikiyatristine de gitmişler, durum anlatılınca ve Annenin kayınpederinde de duygulanım bozukluğu olduğu hikayesini doktor öğrenincer, birden çok kızmış.. Kime? Hastaneye.. Çocuğa o ilaçları verdikleri ve bipolar olduğunu anlayamadıkları için. Bu olay çocuk 8 yaşlarında iken olmuş. Doktor tekrar sigorta şirketini aramış, ama başka bir hastanede yeniden çocuğun bir süre yatılı tedavi altına alınmasını sağlamış. Tedavi sonrası artık eskisi gibi başa çıkamadıkları bir durum yaşamamışlar.. Anne Judith ve eşi için en sevindirici haber ise, bu hastalığın ortaya çıkmasında kendilerinin hiçbir suçu olmaması imiş. Doktor öyle söylemiş. Daha önce hep kendisi neyi eksik yanlış yaptı da çocuğu hasta oldu diyormuş, üzülürrmüş. Kitabın bölümleri sonunda doktorun 1-2 sayfa yazdığı kısımlar var onun dışında hep bipolar çocuk annesi Judith yazmış kitabı.. DSM-IV yetişkinlere tanı koyma için hazırlandığından ve çocuklar tam bir mani depresyon dönemi değil ama gün içinde değişken daha farklı ve ani duygudurum değişimleri yaşadığı için, doktorlar farklı bir yolla tanıya karar veriyorlarmış.. Kitapta nasıl doktor, psikolog, sosyal işler uzmanı seçilir terapi alınır, ne zaman doktor psikolog değiştirilmeli, sigorta şirketlleri ne yapar vb biraz Amerika’ya özgü bölümler de var.. Özeti kitaba bakarak yapmam daha iyi ama, şimdilik akıldan yapalım.. Mahremiyet başlığında çocuk ve ailesinin doktrorun terapistin konuşmalarını, kayıtları ne ölçüde görebileceği vb yazılmış kitapta. Amerikan yasalarına göre aile çocukla ilgili tutulmuş tüm yazılı kayıtları, hastane belgelerini alma, kopyasını çıkarma hakkına sahipmiş. Zaten kitapta bu tavsiye de ediliyor, ileride başka doktora hastaneye gidilirse yardımı olması açısından tavsiye ediliyor. Alternatif tedaviler başlığında, hayvan destekli terapi kısmı ilgi çekici. Çocukların hayvanlarla iletişimi, sevmesi gibi durumlar açısından öneriliyor.. Ancak köpek beslese bile, uygun olunmayan zamanlarda ailenin köpeği çocuktan farklı bir yerde tutması öneriliyor. Öte yandan bir At terapisi varmış, hem hayvanları tanıyor, at binmeyi öğreniyor ve hem de eğitim alıyor.

Hiç yorum yok: